‘Gençliğe Hitabe’ de kaldırılmalı ???

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Ozgurruh

Kayıtlı Kullanıcı
Bilgi Girilmemiş
Katılım
25 Ocak 2010
Mesajlar
1,116
Tepki puanı
0
Puanları
0
Siteyi ziyaret et
Star gazetesi yazarı Mustafa Akyol'u köşe yazısı Twitter'da ortalığı salladı. Akyol'a çok sayıda tepki yağdı...

İŞTE AKYOL'UN ÇOK TARTIŞILAN O YAZISI...

‘Gençliğe Hitabe’ de kaldırılmalı

Milli Eğitim” alanında iyi şeyler oluyor. Hem Kuzey Kore’yi andıran 19 Mayıs törenleri hem de 12 Eylül yadigarı “Milli Güvenlik” dersleri tarihe karıştı. Bakan Ömer Dinçer, “ideolojik eğitimin sonu geliyor” diyerek kapsamlı bir reformun da sinyalini verdi.

Söz konusu “ideolojik eğitim”i sonlandırmak için gereken işlerden birinin “Andımız’ı kaldırmak” olduğu da epeydir söyleniyor. Bence de öyle. Ancak kanımca sadece “Andımız” değil, onun kadar buyurgan bir metin olan “Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi” de okullardan çıkarılmalı.

Çünkü gençlere anlayış, empati, hoşgörü, farklılıklara saygı, özeleştiri gibi evrensel demokratik değerleri tavsiye eden bir metin değil bu. Peki nasıl bir metin?

Bakalım. Meşhur hitabe şöyle başlıyor:

“Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.”

Bu sorunlu bir ifade, çünkü milyonlarca bireye “senin birinci görevin budur” diye kollektif bir misyon biçiyor. Oysa bir ülkenin bağımsızlığı gerçekten kritik bir değer olsa da, kimsenin bunu her daim “birinci vazife” edinme zorunluluğu yoktur. İsteyen bunu edinir kendine “birinci vazife” olarak, isteyen de aynı ülkeyi demokratikleştirmeyi, veya dini inancını yaymayı, yahut sokak kedilerine bakmayı. Herkes kutsallarını belirleme ve onlar için çalışma hakkına sahiptir. (Ülkeye iyi gelecek olan da bu renkliliktir.)

Hitabe’nin devamı daha da sorunlu:

“İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır.”

Dahilî ve haricî bedhahlar: yani “iç ve dış düşmanlar”. 28 Şubat süreçlerine, Batı Çalışma Gruplarına yol açan konsept...

Hitabe’nin devamında “dış düşmanlar”ın Türkiye’ye yapacağı kötülükler anlatılıyor uzun uzun. (Bunu özümseyen bir zihnin “komşularla sıfır problem” sağlaması ise zor gözüküyor.) Ama daha önemlisi, “iç düşmanlar”ın niteliği:

“Memleketin dahilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler.”

Dikkat edin “iktidara sahip olanlar”dan bahis var burada. Peki Türkiye’de 1950’den bu yana iktidara nasıl geliniyor?

Tabii ki serbest seçimlerle... Ama Gençliğe Hitabe’de seçim kazananların meşruiyetine dair tek bir ifade yok. Aksine, gençler, her türlü iktidar sahibine karşı uyarılıyor: “Dikkat edin, hükümet ülkeyi yabancılara satabilir” imasıyla.

Peki ne yapacak böyle durumlarda Türk gençliği?.. “Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmak” için harekete geçecek. “Vazifeye atılmak”ta hiç tereddüt göstermeyecek. 27 Mayıs öncesinde Menderes hükümetini devirmek için sokaklara dökülüp orduyu “göreve” çağıran gençler gibi mesela...

Kısacası, Gençliğe Hitabe, askeri darbeleri ve Ergenekonvari oluşumları meşrulaştıran çok sorunlu bir metin. Demokrasinin D’sinden söz etmediği gibi, demokrasi düşmanlarına güçlü bir referans kazandırıyor.

Hitabe’nin en sonundaki ünlü cümle ise en vahimi: “Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!”

Hem “Türklük etnisite değildir; sadece vatandaşlık bağıdır” diyeceksiniz, hem de her okulunuzun duvarında biyolojik ırkçılık kokan “asil kan” vurguları olacak...

Olmaz. Ve eğitim sisteminin temeline böylesi gayrı-demokratik bir metin koyan bir ülkede demokratik kültür gelişmez.

Dolayısıyla, Gençliğe Hitabe, Atatürk’ün kendi siyasi şartlarını yansıtan ama bugüne yol gösteremeyecek tarihsel bir metin olarak kabul edilmeli, okullardan ve ders kitaplarından kaldırılmalıdır.

Ortak bir “milli metin” olarak İstiklal Marşı’mız vardır ve yeterlidir. Ondan gerisi, evrensel ahlaki değerler, demokratik kültür ve özgür düşünce olmalıdır.
.
.
.
Şimdi bu yazıyı okuyupta istersen dellenme arkadaş, ama şunu anladım ki Atatürk ne büyük bir insanmış ki kendisinden yıllar sonrasını çok rahatlıkla görüpte malum kişilere karşı böyle bir yazı yazmış.
Yani yazılan hitabe, kusura bakmayın ama ancak ve ancak bu kadar farklı bir şekilde anlaşılabilir. Yazıklar olsun diyorum...
 
Son düzenleme:

CHa.AY

Kayıtlı Kullanıcı
06-Ankara
Katılım
9 Nis 2008
Mesajlar
990
Tepki puanı
0
Puanları
16
Siteyi ziyaret et
az kaldı hocam az. ben büyük bi patlama bekliyoruma ama nezaman!

"Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!"
 

nightknight

Kayıtlı Kullanıcı
28-Giresun
Katılım
18 Ağu 2010
Mesajlar
769
Tepki puanı
18
Puanları
18
Siteyi ziyaret et
az kaldı hocam az. ben büyük bi patlama bekliyoruma ama nezaman!

"Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!"
Hangi patlama?kim yapacak?10 senedir narkoz verilip uyutulan gençlik mi?herkes halinden memnun kimse eleştiri yapmak istemiyor,afganistan olma yolunda hızla ilerliyoruz,10 sene sonra artık cumhuriyette kalmayacak,kurdun kuzuya yem edildiği bir dönemden geçiyoruz.
 

beyaz guvercin

Kayıtlı Kullanıcı
06-Ankara
Katılım
3 Haz 2008
Mesajlar
5,646
Tepki puanı
0
Puanları
36
Yaş
43
Siteyi ziyaret et
%5o den daha mı akıllısınız
 

CHa.AY

Kayıtlı Kullanıcı
06-Ankara
Katılım
9 Nis 2008
Mesajlar
990
Tepki puanı
0
Puanları
16
Siteyi ziyaret et
İbrahim abi haklı bi yerde bu konuya bile yorum yapmaya korkan insanlarımız varken neden bahsediyorum ki :/
 

Al Paciona

Kayıtlı Kullanıcı
Bilgi Girilmemiş
Katılım
11 Kas 2008
Mesajlar
2,719
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
Siteyi ziyaret et
az kaldı hocam az. ben büyük bi patlama bekliyoruma ama nezaman!

"Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!"
O "An"ı bende sabırsızlıkla bekliyorum, umarım çok yakındır.
 

alonso_51196

Kayıtlı Kullanıcı
Bilgi Girilmemiş
Katılım
8 Şub 2009
Mesajlar
185
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
Siteyi ziyaret et
Borsanın, şehit haberlerinden daha önemli olduğu bir ülkede ne bekliyorsunuz ki? Ben şaşırmadım. Ulus olmanın hissiyatı kalmadı artık. Ama sorumlusu onlar değil. Bizzat biziz...
 

C.C

Kayıtlı Kullanıcı
Bilgi Girilmemiş
Katılım
8 Ara 2007
Mesajlar
4,793
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Siteyi ziyaret et
“Memleketin dahilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler.”

Dikkat edin “iktidara sahip olanlar”dan bahis var burada. Peki Türkiye’de 1950’den bu yana iktidara nasıl geliniyor?

Tabii ki serbest seçimlerle... Ama Gençliğe Hitabe’de seçim kazananların meşruiyetine dair tek bir ifade yok. Aksine, gençler, her türlü iktidar sahibine karşı uyarılıyor: “Dikkat edin, hükümet ülkeyi yabancılara satabilir” imasıyla.

adamlar şaşırmış,iyi ki bir şekilde %50 oy almışlar yani birilerinin fazla oy alması demek ülkeyi,milleti herşeyi satıp savması,askeriyeyi cezaevlerine tıkması,herşeyi kendi yandaşlarına göre adapte etmesi manasına mı geliyor ,peki bir gün gelip bdp hasbelkader %50 oy ile gelse ülkenin adını kürdistan,bayrağını da kendi bez parçalarından,oruyu da teröristlerinden mi kuracak nasılsademokratik seçimle geldim diye ,böyle mal zihniyet olur mu ? ülkelerde değişmez iç ve dış politik,anayasal vs kurallar vardır her oy alan birşeyi kurcalarsa,değiştirirse ne olacak bu memleketin hali...
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst