Tuning Bilgileri

anıl_ilhan

Kayıtlı Kullanıcı
Bilgi Girilmemiş
Katılım
11 Nis 2008
Mesajlar
1,410
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Siteyi ziyaret et
Tuning kelimesi İngilizce'de değiştirmek ayarlamak anlamına gelmektedir. Otomobil dilinde ise yeniden tasarlamak, araba sahibinin zevk ve beğenisine göre yeniden tasarlamak anlamlarına gelmektedir.
Tuning kapsamında arabanın gücü arttırılabilir. Bu artışta aracın standart motoru belirleyici etkendir. Arabanın orjinal motorunun chip'li (yani özel bir işletim sistemiyle çalışan beyninin) olması, dizel veya benzinli olması, turbo enjeksiyon sisteminin olması bu kıstasların en başında gelir.
Arabanın artan gücünün kontrol edilmesi için bir takım modifikasyonlar da yapılır. Bunların en başında daha güvenli fren sistemi gelir. Yüksek hızlarda araç kontrolünün güvenle sağlanması için süspansiyon sistemi de değiştirilebilir. Süspansiyon sistemi değişimini jant ve tekerlek boyutlarının yeniden ayarlanması ve iz aralığının değiştirilmesi izler.
Aracın performans sisteminde yapılan bu değişikliklerden sonra araç tasarımı yeniden gözden geçirilir. Yukarı doğru açılan kapı sistemi bunlardan bir tanesidir. Piyasada satılan özel kapı menteşeleri kapıların yukarı doğru açılmasını sağlar. Bu arabaya heybetli bir görünüm vermesinin yanında dikkat çekici bir özellik de sunar. Bu kapı menteşelerini garantili firmalardan alabileceğiniz gibi yetenekli sanayi ustalarına da yaptırtabilirsiniz.
Jantlar arabayı gösteren en önemli aksesuardır. Jant seçimi de en önemli husustur. Aracı kullanım şartlarınıza (off road, şehir içi, uzun yol) göre doğru bir seçim yapmalısınız. Seçeceğin jantın hafif olması motor performansını doğrudan hissetmeniz açısından çok önemlidir. Örneğin gösterişli duran 20 inçlik 10 kilo bir jant yerine 19 inçlik 7 kiloluk bir jant seçmeniz size hem kalkışlarda daha az sarsıntı yaşatacak hemde yakıt tüketimi fazla arttırmayacaktır. Son zamanlarda krom alaşımlı jantlar sıkça kullanılmaktadır. Bu jantlar dikkat çekici bir görev üstlenmektedir. Ancak unutulmaması gereken birşey vardır bu jantların bakımı ve onarımı daha zor ve masraflıdır.
Bir diğer önemli aksesuarda da rüzgarlıktır. Bu rüzgarlıklar genellikle arabanın arka bagajının üstüne takılır. Araç altından gelen havanın yol tutuşunu bozmaması ve arka tekerleklerin yoldan kopmaması için yeri geldiğinde hayati önem taşır. Rally araçlarına baktığınızda arabanın arka kısmında kocaman rüzgarlıklar görürsünüz. Bu bahsettiğimiz konunun ciddiyetini ortaya koyar. Ancak her soiler (rüzgarlık) yol tutuşunu iyileştirmez. Rüzgarlığın rüzgar testlerinden profesyonel kişiler tarafından geçirilmesi gerekir. Bunu yaptırmanız zor göründüğünden arabanızın yetkili servisinden orijinal rüzgarlık temin etmeniz lehinize olacaktır.
Tamponlar ise günümüzdeki arabaların olmazsa olmazlarındandır. Geçmişteki araçlarda tampon diye bir kavram yokken, günümüze doğru ufak çarpmalar ve çizilmelerden gövdeyi korumak için ayrı parçalar haline getirilmiştir. Yeni tampon tasarlatırken spoilerlerde olduğu gibi bunlarında rüzgar testlerinden geçirilmesi gerekir. Ve ayrıca yüksekliğinin de doğru ayarlanması gerekir. Bulunduğunuz ilin yol koşullarına göre bunu tasarlatmalısınız. Aksi taktirde tamponlarınızda çizilmeler, çarpmalar ve kırılmaları yerle veya kaldırımlarla temas sonucunda görebilirsiniz.
Sıra aracınızı kullanmaya geldiğinde çok daha titiz olmalısınız. Bu titizliği yaya sağlığı için hiç unutmamanız gerekmektedir. Şehir içinde ve dışında hız limitleri içinde aracınızı kullanırken, özel test ve sürüş alanlarında gerekli güvenlik tedbirlerinizi aldıktan sonra arabanızın limitlerini zorlayabilirsiniz.
 

anıl_ilhan

Kayıtlı Kullanıcı
Bilgi Girilmemiş
Katılım
11 Nis 2008
Mesajlar
1,410
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Siteyi ziyaret et
Çekiş Kontrol Sistemi

Halk arasında; anti-patinaj sistemi" olarak da isimlendirilen çekiş kontrol sistemi, elektronik bir aktif güvenlik ünitesidir. Otomobilin çekişe sahip tekerleklerinden herhangi birisi gereğinden fazla dönüp patinaja düştüğünde devreye giren sistem gazi kademeli olarak kesip motor gücünü gerekli oranda düşürerek patinajı önler. Böylece tekerleklerin yola tutunması sağlanarak aracın güvenli bir şekilde yol alması sağlanır.




Hangi araçlara uygulanabilir?
- ABS fren sistemli ve enjektörlü her türlü araca uygulanabilir.


Çekiş Kontrol Sistemi'nin avantajları nelerdir?
- Çekiş Kontrol Sistemi bulunmayan araçlarda kaygan zeminlerde (ıslak, buzlu, toprak, vb.) ve dönüşlerde gereğinden fazla gaza -basılması durumunda çekiş yapan tekerlekler hızla boşa döner ve aracın savrulmasına sebep olabilir. Oysa Çekiş Kontrol Sistemi bulunan araçlarda her türlü yol şartlarında emniyetli yol tutuş sağlanır.
- Sürüş güvenliğinizi arttırır
- Virajlarda yoldan çıkmanızı engeller
- Kaygan zeminlerde güvenli yol almanızı sağlar
- Her türlü yol şartında daha performanslı kalkış yapmanıza yardim eder
- Lastik ömrünü uzatır
- Aks, debriyaj balatası, şanzıman vb. aktarma organlarının ömrünü uzatır
- Kullanım tarzına göre ayarlanabilir
- İstenildiğinde devreden çıkartılabilir
- Aracın orijinal tesisatını bozmaz
- -40 C, +80 C ortam sıcaklıkları arasında çalışabilir.
 

anıl_ilhan

Kayıtlı Kullanıcı
Bilgi Girilmemiş
Katılım
11 Nis 2008
Mesajlar
1,410
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Siteyi ziyaret et
Spoiler Hakkında Bilgiler

Genel bir kurak olarak; bir cismi yere ne kadar bastırırsanız o kadar zor kaydırırsınız. İşte bu kuraldan yola çıkarak diyebiliriz ki bir arabanın arkası yere ne kadar çok basılırsa, o kadar zor kayar. Arka kanat takılması olayı, özellikle yüksek hızlarda yol tutuşunu arttırmak için yapılan bir uygulamadır. Arabanın yardığı hava, arkaya taktığınız, biraz öne doğru yatırılmış kanata çarparak bir kuvvet uygular ve arabanın arkası yere doğru bastırılır. Bu arka kanatların açısı çok önemlidir. Ne düz olmalıdır, ne de fazla eğik.
Piyasadaki arka kanatlardan Renault 21'lerde görebileceğiniz çite gibi dümdüz olanları görüntüden başka bir işe yaramazlar fazlasıyla. Ancak bir Subaru Impreza'ya baktığınızda, hem kanadın büyüklüğü hem de biraz öne doğru eğilmiş yapısı, arabanın arkası üzerinde büyük bir kuvvet uygular ve arka tekerleklerin tutuşunu büyük oranda arttırır. Bu da sizin kullanımınıza ister otobanda yüksek hızlarda olsun, ister virajlarda olsun, daha doğrusal, stabil bir sürüş sağlar.
Arka kanat uygulamasında dikkat edilmesi gereken noktalar:
Araca arka kanat takıldığı zaman yüksek hızlarda oluşacak baskıdan ve arabanın arkasının yere daha çok bastırılacağından dolayı, tekerlekler üzerine normalden daha fazla basınç gelecektir. Tekerleklerin bu basınca karşı koyabilmek için normal değerinden biraz daha fazla şişirilmesi gerekmektedir. Kesin bir şey söyleyememekle birlikte, kanadın boyutuna ve etkisine göre arka tekerlekleri fabrika verilerinden 1 ya da 2 psi daha fazla şişirilebilir.

Avantajı, dezavantajı</SPAN>

Avantajı az önce de bahsettiğimiz gibi yol tutuşunu iyileştirmesidir. Dezavantajı ise yakıt tüketimini bir miktar arttırmasıdır. Ama bu önemsenecek boyutlarda değildir.

Ön Tampon-Altı Rüzgarlık Uygulaması
Normalde bir araba giderken, önündeki havayı yararak ilerler. Yardığı havanın büyük bir bölümü arabanın üstünden diğer miktarı da arabanın altından ve yanlarından geçerler. Yarılan havanın, arabanın altından geçen kısmı, arabaya alttan bir miktar kuvvet uygulayarak aracı az da olsa yerden kaldırır. Bunun karşılığında da aracın üstünden geçen hava arabayı yere bastırır. Ama biz daha iyi bir yol tutuş istiyorsak, arabanın altından geçen hava miktarını azaltabiliriz. Bunun için ön tamponun altına yaklaşık 5cm yüksekliğinde ek bir parça takılabilir. Bu takılan parça arabanın yardığı havanın, aracın altına girmesine bir miktar engel olur, bu sayede de yol tutuş bir miktar iyileşir.
Özellikle yüksek hızlarda arabayı kontrol etmekte zorlanıyorsanız, arabayı düz bir çizgide tutamıyorsanız, araba sanki hafifmiş ve sağlam bir şekilde gitmiyormuş gibinize geliyorsa, ön kanat uygulaması sizin sorununuza çare olabilir.

Sonuç


Özellikle motor modifiyesi görmüş ve motor gücü arttırılmış araçlarda, ön ve arka rüzgarlık uygulamaları son derece gereklidir. Motor gücü artmasına rağmen, halen hafif olan araç, yüksek hızlarda dengesizlik, kontrol zorluğu çekebilir. Mesela 120bg. olan bir P106GTI'ısiz 150-160 bg yaptıysanız bu araba uçma eğilimi gösterebilir.bunun için ön ve arka kanatlar son derece faydalıdır.


Araçların Kanatları Spoilerlar


Spoiler denince bir çok kişinin aklına Ankara trafiğinde araçların yüzde 90'ında dekoratif amaçla bulunan sonradan monte edilen plastik parçaları gelir. Peki spoiler gerçekten dekor mu? Yoksa araba üzerinde bir işlevi var mı?


Araçların ağırlığı hızları yükselttikçe azalır. 30 km hızla giden araç ile 130 km hızla giden bir aracın ağırlıkları çok farklı olur. Araç hızlandıkça hafifler. Hafifledikçe de kontrolü zorlaşır. Bu noktada spoilerlar devreye girer.


Araçlarda ön ve arka olmak üzere iki tür spoiler bulunabilir. Araç, önünde bulunan havayı yararak ilerler. Eğer aracın arkasında doğru dizayn edilmiş bir spoiler varsa hava spoilera çarparak aracın arkasını yere bastırır.


Bu da aracın ağırlığını; dolaylı olarak da yüksek süratteki yol tutuş kabiliyetini arttırır. Eğer aracın arkasında bulunan spoiler iyi dizayn edilmemişse aracın yol tutuşunu son derece olumsuz etkiler. Aslında spoilerları uçakların kanatlarına benzetebiliriz. Kanatlar uçakları havaya kaldırır, spoiler ise aracın havalanmasını önler. Uçakların 200 km'den sonra havalandığını ve Porsche Turbo'nun 300 km son sürati olduğunu düşünürseniz bazı arabaların spoilera olan ihtiyacının ne kadar çok olduğunu daha kolay anlarsınız.


Eğer aracınızda fabrika çıkışı bir spoiler mevcutsa ekstra olarak bir şey yapmanıza gerek yok. Ama sonradan aracın arkasına spoiler taktırdıysanız arka lastiklerinizin havalarına dikkat etmeniz gerekir. Spoiler takıldıktan sonra yüksek hızlarda arabanın arkası yere basılacağından arka lastiklere normalden daha fazla baskı gelecektir. Arka lastikleri fabrika değerinden biraz daha fazla şişirerek bunun önüne geçebilirsiniz.


Araç havayı yarıp ilerlerken bir miktar hava da aracın altından geçer. Bu hava akımı aracı yukarı doğru kaldırır; yani hafifletir. Otomobil üreticileri bunu düşünerek ön spoilerları üretmiştir. Ön spoilerlar aracın altından geçen havayı büyük ölçüde keser ve aracın yol tutuşuna katkıda bulunurlar.


Spoilerlar doğru uygulandıkları taktirde araçların yol tutuşlarını güçlendirirler. Fakat yanlış uygulamalar aracın yol tutuşunun bozulmasına, daha fazla benzin tüketimine neden olabilir. Genellikle otomobillerini modifiye edip güçlerini yükselten kişiler yol tutuşlarını iyileştirmek için spoiler kullanırlar.
 

anıl_ilhan

Kayıtlı Kullanıcı
Bilgi Girilmemiş
Katılım
11 Nis 2008
Mesajlar
1,410
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Siteyi ziyaret et
Egzoz Sistemleri

Egzoz sistemi modifiyesinin mantığı motorun egzoz subaplarından çıkan atık gazların dışarıya daha kolay atılmasını ve pistonların artık egzoz gazlarını o küçük borulardan ve susturuculardan dışarıya postalamak için uyguladıkları direncin azaltılmasını sağlamaktır.

Standart egzoz susturucuları, adından da belli olacağı üzere motorun, egzoza yansıyan seslerini susturmak için yapılmışlardır. Ama bu susturma işlemi sırasında da egzoz gazlarının çıkışını zorlaştırırlar ve bu da arabanın performansının olabileceğinden daha düşük olmasına sebep olur. İşte bu olayda, modifiyeciler için performans tipi egzoz susturucuları üretilmiştir. Bu susturucular egzoz sesini fazla kesmezler, gaza bastığınızda baya bir bağırırlar, ama aynı şekilde motordan çıkan gazın da dışarıya kolay bir şekilde atılmasını sağlarlar. Aslında çıkardığı ses de çok sportif bir sestir. Malum yarış motosikletlerinin çıkardığı seslere benzer sesleri.

Bir egzoz sistemi üzerinde 2 tane susturucu ve enjeksiyonlu arabalarda bir de katalitik konvertör bulunur. (Egzoz gazını temizleyen bir alet). Bu 2 susturucu, orta susturucu ve arka susturucu olarak adlandırılırlar. Bir egzoz modifiyesinde, öncelikle arka susturucu değiştirilmelidir. Arka susturucuyu değiştirmek, orta susturucuya nazaran daha yüksek performans artışı sağlarlar.

Aslında en iyi performans için komple bir egzoz sistemi uygulaması yapmak gerekir. Bu uygulama, orta ve arka susturucuların, performans tipi susturucularla değiştirilmesi, egzoz borularının daha geniş borularla değiştirilmesi ve katalitik konvertörün iptali ya da performans tipi katalitik konvertörlerle değiştirilmesinden oluşmaktadır. Olayın en sonunda ise Headers denilen, egzoz manifoldu sisteminin değiştirilmesi vardır. Fakat bu olayın maliyeti diğerlerine göre daha yüksek olduğu için genelde en son olarak uygulanır.

Avantajları, dezavantajları
Ses olayına girmek uygun olmaz. Bu kimisinin rahatsız olacağı, kimisinin ise hoşlanacağı bir durumdur. Fakat ses olayıda susturucu markalarına göre değişebilmektedir. Supersprint susturucularının onaylı olduğu ve az ses çıkardığı bilinmekle beraber, Remus susturucularının da daha fazla performans verdiği fakat yüksek sesinden dolayı başınıza polisleri topladığı bilinmektedir.

Modifiye edilmiş egzoz sisteminin motor performansını etkileme konusuna gelirsek. Performans, farklı devirlerde farklı değişiklikler gösterir. Motor gücünde, yüksek devirlerde (4000 ve üstü) %10'lara kadar varan fark edilir bir artış yaşanmasına rağmen, düşük devirlerde de (3000 ve altı) bir miktar güç düşüşü görülmektedir. Yani bu modifiye sistemini ancak aracınızı devirli olarak kullanıyorsanız uygulamanız mantıklı olur. Aksi takdirde, şehir içi veya sakin kullanımlarda beklediğiniz etkiyi bu sistemden göremezsiniz... Düşük devirli kullanımlar için en uygun modifiye Chip Tuning'dir.

Maliyeti
Katalitik konvertör iptali, konvertörün yerine ve şekline göre 20-50 milyon arası bir maliyete söktürülebilmektedir.
Performans tipi Supersprint veya Remus marka arka susturucu fiyatları 400-600 euro civarlarındadır, orta susturucular ise bunlardan biraz daha pahalıdır.
Headers egzoz manifoldu sisteminin maliyeti ise 1000 eurolara kadar varabilmektedir.
 

anıl_ilhan

Kayıtlı Kullanıcı
Bilgi Girilmemiş
Katılım
11 Nis 2008
Mesajlar
1,410
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Siteyi ziyaret et
Hava Filtresi

En ucuz ve yapması en kolay uygulamadır. Olayın mantığı, motorun daha rahat temiz hava alabilmesini sağlamaktır.Normal, standart hava filtreleri, kağıdımsı bir maddeden yapılmış olup, motor ünitesine bağlı bir kutu içerisinde bulunurlar. Bu kutu bir boru vasıtasıyla arabanın ön taraflarından bir yerlerden hava çeker ve bu hava, kağıt filtrenin içinden geçerek silindirlerin içine, yanma odasına girer.
Havanın filtre içinden geçişi esnasında uygulanan direnç, motora giren havayıda direk olarak etkiler. Bunun için işte, performans tipi hava filtreleri üretilmiştir. Bu filtreler kağıt filtreler gibi kirli havayı tutmanın yanında, kağıt filtrelerden daha kolay hava geçirdikleri için, motorun daha kolay nefes almasını sağlarlar. Bu filtreler de üç türlüdür.

1 Kutu içi Filtre: Bu tür filtreler, normal kağıt hava filtreleri çıkartılarak, onların eskiden bulunduğu yere koyulurlar. Kağıt filtrelerle aynı tip ve boyuttadırlar.
2 Açık Filtre: Bu filtre ise, az önce bahsettiğimiz, motor ünitesine bağlı kutu ve onun hava almasını sağlayan boru sökülerek direk yoldan motorun hava girişine bağlanırlar. Böylece direnç azalmış, hava emişi kolaylaşmış olur.
3 Bolt-On Açık Filtre: Bu filtre türü ise, enjeksiyonlu otomobillere uygulanan direk filtrenin karbüratörlü araçlar için olan versiyonu sayılır. Fakat onlardan farklı olarak, hava emiş borusunun ucuna değil, gaz kelebeğinin hemen üstüne monte edilir.
Uygulamada dikkat edilecek noktalar:
Açık filtre uygulamalarında dikkat edilmesi gereken bir nokta vardır. Bu da motora girecek olan havanın sıcak olmaması gerektiğidir. Eğer açık hava filtresine bir hava girişi desteği yapılmazsa, filtre kaputun altındaki ısınan havayı emecektir ve bu da motorun performansını düşürecektir.
Bu tür uygulamaların en performans vereni, direk kaputu kesmektir, Subaru Impreza'larda olduğu gibi kaput üstüne, hava filtresinin ağzına gelecek şekilde, bir delik açılırsa, bu delikten açık hava filtresi rahatça hava alarak, performansta belirgin bir iyileşme sağlayabilecektir.Eğer bu şekilde kaputu kestirmek istemiyorsanız, ya açık filtre için, arabanın önünden bir yerlerden yeterince geniş bir boru vasıtasıyla açık filtreye temiz, soğuk hava yönlendireceksiniz, ya da kutu içi filtre kullanacaksınız. Ama kutu içi filtrelerin performans konusunda iyi uygulanmış bir açık filtre kadar katkıları yoktur. Ayrıca açık filtreler, kutu içi filtrelere nazaran daha yüksek ve sportif bir ses çıkartırlar.
Avantajları, dezavantajları
Konu açılmışken bunu da söyleyelim, performans tipi filtrelerin tek dezavantajı fazla ses çıkarmalarıdır. Eğer sportif yürekli biriyseniz, bu ses fazlasıyla hoşunuza gidecektir, ama uzun yollarda veya babanız arabayı bindiğinde biraz zorlayıcı olabilir.
Açık filtrenin avantajları ise saymakla bitmez. Performansı arttırırlar, yakıt tüketimini azaltırlar, her devirdeki motor torkunu arttırırlar. Evet, iyi bir açık filtre uygulaması motor gücünü yaklaşık %5 oranında arttırır, bunun yanında 100km'de 0.5lt civarı bir yakıt tüketimi sağlar ve ayrıca motorun düşük devirlerde, eskisine nazaran daha güçlü olmasını sağlar.
Hava filtreleri dendiği zaman, akla ilk gelen marka K&N olur, bunun yanında Türk üretimi olarak EAFY, diğer yabancı filtrelerde ise Green, Jamex, ITG, RAMAIR gibi birçok marka vardır. Performans olarak auto-show dergisinin yaptığı bir testte EAFY, RAMAIR ve ITG, en yüksek performansı veren filtreler olarak çıkmıştır. Ayrıca EAFY bir Türk markası olduğu için de bariz bir fiyat avantajı vardır.
 

anıl_ilhan

Kayıtlı Kullanıcı
Bilgi Girilmemiş
Katılım
11 Nis 2008
Mesajlar
1,410
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Siteyi ziyaret et
Dump Valve / Blow-Off

Dump Valve, turbo beslemeli otomobillerde turbo basıncını sürekli yüksek tutarak gaz tepkisini arttırmak için üretilmiş bir parçadır.
Turbo beslemeli otomobillerde ayak gazdan çekildiğinde turbo hala dönmeye devam etmektedir, fakat turbonun bastığı havanın gideceği bir yer olmadığı için oluşan yüksek basınç turbo pervanesine büyük bir kuvvet uygulayarak pervaneyi aniden yavaşlatır. Gaza tekrar bastığınızda turbo basıncının tepe noktasına gelebilmesi için pervaneyi tekrar hızlandırmak gereklidir ve bu esnada istenilen turbo basıncı elde edilemediği için büyük bir performans kaybı yaşanır.Dump valve işte bu performans kaybını önlemek için vardır.

Dump Valve vasıl çalışır?
Ayağınızı gazdan çektiğinizde Dump Valve hemen devreye girerek turbonun bastığı havayı dışarı verir, bu sayede turbonun önceden bastığı hava geri tepmeyeceği ve bir geri basınç uygulamayacağı için pervane yavaşlamaz, sizin de tekrar gaza bastığınız anda pervane yavaşlamamış olduğu için turbo basıncı hemen tepe noktasında ulaşır ve siz ani gazdan çekme ve basmalar arasında performans kaybı yaşamamış olursunuz.
Dump Valve'in faydaları?
- Turbo pervanesi üzerindeki olumsuz geri basıncı önleyerek turbonun ömrünü uzatır.
- Turbo pervanesinin hızının yavaşlamasını engelleyerek turbo basıncını sürekli yüksek tutar. Yüksek turbo basıncı yüksek güç anlamına gelir.
- Gazdan çekme ve gaza basma arasındaki eski ısınmış havayı dışarı verip yeni, soğuk havayı içeri aldığı için artı güç sağlar.
 

anıl_ilhan

Kayıtlı Kullanıcı
Bilgi Girilmemiş
Katılım
11 Nis 2008
Mesajlar
1,410
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Siteyi ziyaret et
Dereceli Egzantrik Mili

Dereceli Egzantrik Milleri standart egzantrik millerinden farklı olarak performansa yönelik düzenlenmiş yapıları ve ayarlanmış dereceleri sayesinde gerek cadde otomobillerinde gerekse yarış otomobillerinde yüksek güç ve tork sağlayan performans parçalarıdır.



Dereceli Egzantrik Mili Nasıl Çalışır?
Dereceli Egzantrikten güç çıkmasını sağlayan temel unsur subapların açılıp kapanma ve açık kalma zamanlarının değişmesidir.
Ford Escort 1.8 16V için Piper Cams BP270 egzantrik mili:
 

anıl_ilhan

Kayıtlı Kullanıcı
Bilgi Girilmemiş
Katılım
11 Nis 2008
Mesajlar
1,410
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Siteyi ziyaret et
Turbo Şarj ve Aşırı Besleme

Genellikle motorun modifiyesinde sağlanmaya çalışılan daha fazla basınçlı soğuk hava girişi ve bunu belirli oranlarda besleyebilecek yakıt enjeksiyonudur. Yanma odasında patlayarak piston hareketini sağlayan hava benzin karışımında benzin oranı hava oranına göre çok azdır. Genellikle 14:1 veya 15:1 gibi hava:benzin oranları ile bu patlama gerçekleşmektedir.

İçeri giren havadaki moleküllerin yoğun olması en önemli faktördür. Bu da ısı farkına göre değişir. Soğuk hava sıcak havadan çok daha yoğundur. İçeri giren hava ne kadar yoğun olursa içerdeki patlama o derece şiddetli, üretilen güç ve tork da o derece yüksek olur. Otomobillerin soğuk havada daha iyi performans göstermelerinin ve hava filtrelerinin soğuk hava alacak şekilde monte edilmesinin sebebi de budur. Daha fazla yoğun havayı içeri almanın ise çeşitli yolları vardır
Literatürde aşırı besleme olarak da tabir edilen ve birbirine benzer mantıkla çalışan Turboşarj, Süperşarj ve Kompresör uygulamaları buna örnektir.
Süperşarj
Dışarıdan gelen havayı basınçlı bir şekilde içeri püskürtecek şekilde dizayn edilmiştir.Süperşarjın iki çeşit uygulanması mümkündür. Emme manifoldu ile throttle body arasına veya throttle body’nin önündeki hava girişine monte edilebilir. Eğer emme manifoldu ile throttle body arasına monte edilirse, enjeksiyon sisteminde mekanik bir değişiklik yapmadan benzin akışının ayarlanması mümkün olur. Bu genellikle yarış otomobillerinde de tercih edilen daha pratik bir sistemdir. Eğer süperşarj throttle body’nin önünde monte edilirse, gelen basınçlı havayı karşılamak için normalden daha yüksek basınçla yakıt püskürtülmesi gerekecektir.
Süperşarjın içindeki kompresör çalışma gücünü yine motor kayışlarından ve dişlilerden alır. Bu çalışmak için turboşarja göre daha fazla güç gerektiren bir sistemdir. Ayrıca sağladığı sıkışma sebebiyle motorun çabuk yıpranmasına sebep olmaması için motor kompresyon oranı pistonların değişmesi suretiyle düşürülmelidir.
Dezavantajı
Aynı silindir hacminde ve aynı yanma odalarına sahip iki motordan, süperşarj uygulanmış olan motor aynı büyüklük içinde daha fazla sıkıştırma ile çalışacak ve daha fazla benzin yakacaktır. Buna karşılık turbo uygulamasındaki kadar yüksek güç veremeyecektir.
Avantajı
Turboşarj uygulamasında, turbonun devreye girmesi için yanan gazın geri dönmesi ve türbünü doldurması gerekmektedir. Fakat Süperşarj uygulamasında turbonun devreye girmesi için gereken zaman ve motor devri, süperşarjın devreye girmesi için gerekmemektedir. Gaz pedalına ilk basıldığı anda açılan süperşarj, en alt devirden itibaren gücünü gösterecektir.
Turboşarj
Turboşarj, egzoz gazı ile çalışan bir süperşarj olarak tanımlanabilir. Gücünü süperşarj gibi kayışlardan ve dişlilerden değil, egzoz gazının basıncından alır.
Yanma odasında patlayan hava benzin karışımı, gaza dönüşerek egzoz sübaplarından egzoz manifolduna doğru itilir. Bu aşamada egzoza giden gazın basıncı, yol üzerindeki turbonun pervanesini döndürür ve bu yönlü pervane sayesinde gazın önemli bir kısmını türbüne girer. Türbün basınçlı gazla dolduğu andan itibaren ters yöndeki kompresör pervane de basınçla dönmeye başlar. Gazı, basınçlı bir şekilde, dışarıdan alınan ve emme manifoltuna giren temiz havanın üzerine püskürterek motora giren toplam hava yoğunluğunu ve basıncını normalin yaklaşık %50 daha üstüne çıkarır. Bu da içeri giren havanın benzinle birlikte ateşlendiğinde çok daha şiddetli bir patlama gerçekleştirmesini sağlar.
Tabi ki süperşarjda olduğu gibi, turboda da motor kompresyon oranı atmosferik motorlara göre daha düşük tutulmalıdır. Aksi takdirde yüksek basınçtan dolayı motor çabuk yıpranacak ve hatta çok zorlandığı durumlarda motorun patlama riski ortaya çıkacaktır.
Turbo uygulaması, motorun pistonları ve gerekiyorsa diğer aksamının da uygun şekilde değiştirilmesi suretiyle yapılmalıdır. Gücün %50’lere varan artışına dayanma ihtimali zayıf olan şanzıman ve aktarma sisteminin de değiştirilmesi gerekebilir.
Turbo motorlar kullanılırken dikkat edilmesi gereken bir başka husus ise otomobili yüksek devirlerde kullandıktan sonra motor stop edilmeden önce kısa bir müddet de olsa rölantide çalıştırılarak, türbünün boşalması ve soğumasına izin verilmesidir. Aksi takdirde gazın sirkülasyonu esnasında türbün boşalmadan bir miktar gaz içerde hapis olacak ve zaman içinde turboyu ciddi şekilde yıpratacaktır. Turbo uygulamasının motorda çok daha fazla yük ve yüksek ısılara yol açacağı ve bunun için intercooler uygulamaları veya diğer soğutma yöntemleri gerektiği unutulmamalıdır.
Turbo uygulaması özellikle ülkemizdeki otomobil modellerinde süperşarjdan daha yaygındır.
Bu uygulamanın bir çok zaman Avrupalı standart otomobillerde fabrika çıkışı uygulandığı da görülmektedir. Örnek olarak VW’nin 1.8 litre hacimli 125 beygir güç üretebilen motoruna uygulanan çok küçük türbünlü bir turbo ile 1.8T motorunu yarattığı ve 150 beygir güç ürettiği bilinmektedir.
Eski Honda Accord’larda kullanılan 2 litre motorlu 135 beygir güç üretebilen Honda motoru, Rover tarafından 220 coupe turbo ve Rover 620ti modellerinde güçlü bir turbo ile kullanılmıştır. Sonucunda 200 beygir güç üreten bir makine ortaya çıkmıştır.
 

anıl_ilhan

Kayıtlı Kullanıcı
Bilgi Girilmemiş
Katılım
11 Nis 2008
Mesajlar
1,410
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Siteyi ziyaret et
NOS Nedir?

Açılımı Nitrous Oxide olan NOS uygulaması, güç arttırmanın en etkili yollarından bir tanesidir. İçten yanmalı bir motorun gücü, dışarıdan aldığı oksijeni, püskürttüğü yakıtla ne kadar şiddetle patlatabildiğine bağlıdır. Motor modifiyesinin genel amacı motora giren hava (oksijen) benzin karışımını arttırmak ve bu suretle içerdeki patlamayı şiddetlendirmektir.
Yani, sistemdeki iki ana değişken, yakıt ve oksijendir. Yakıtın depolanması ve aktarılması nispeten kolaydır. Fakat alınan hava miktarının arttırılması ek çalışmalar gerektirmektedir ve genellikle modifiyenin konusunu bu oluşturmaktadır.
İçeri giren havadaki moleküllerin yoğun olması en önemli faktördür. Soğuk hava sıcak havadan çok daha yoğundur. İçeri giren hava ne kadar yoğun olursa içerdeki patlama o derece şiddetli, üretilen güç ve tork da o derece yüksek olur. Otomobillerin soğuk havada daha iyi performans göstermelerinin ve hava filtrelerinin soğuk hava alacak şekilde monte edilmesinin sebebi de budur.
NOS yani nitrojen ve oksijen karışımı, yakılacak olan oksijen miktarını ve patlamanın şiddetini iki şekilde arttırır. Bunlardan birincisi ve en önemlisi, her 2 nitrojen atomu ile birleşik 1 oksijen atomu şeklinde yanma odasına giren nitrous oxide'nin, içerdeki yüksek ısıda nitrojen ve oksijen ayrışmasıdır.
Bu durumda serbest kalan oksijen, dışarıdan alınan havaya ek olarak daha fazla benzinin yakılmasına ve patlama şiddetinin artmasına imkan tanır.
İkinci faktör ise, sıvı olarak tüpte yaklaşık 1000 PSI basınç altında tutulan nitrous oxide, emme manifolduna doğru ilk serbest kaldığı anda basınç farkından dolayı gaza dönüşür. Bu değişim, ısı emerek, içerdeki sıcaklığın çok ciddi oranda düşmesini sağlar. Isının düşmesi, elbette daha yoğunlaşan oksijen molekülleri anlamına gelmektedir. Bu da içerdeki patlamayı kuvvetlendirecek ikinci etkendir.
Bu sayede NOS, motor gücünü diğer modifikasyonlardan çok daha hızlı, çok daha basit ve çok daha büyük bir şekilde arttırır. Üstelik fiyatı da oldukça makuldür. Ancak nitrous oxide tarafından üretilen bu büyük güç, buna göre üretilmemiş olan aksamlar üzerinde yıpranmaya neden olabilir. Buna, piston ve piston yataklarından tutun da aktarma organlarına ve yürüyen aksama kadar çok çeşitli örnekler verilebilir.
Sağladığı büyük güce karşılık, NOS'un kullanımı sınırlı süreler içindir. Cockpitteki switchlerle sürücü tarafından kontrol edilebilen NOS tüpü, en fazla 30 saniye aralıksız olarak açık tutulabilmekte ve drag yarışları veya benzeri ani kalkışlarda ve ani hızlanmalarda kullanılmaktadır.
NOS'un DRY ve WET olarak adlandırılan iki değişik tipi bulunmaktadır.
DRY NOS'ta sistem, gazı ve hava filtresinden içeri giren havayı yakmak için mevcut enjeksiyon sistemini kullanmaktadır. Elbette çoğunlukla bu durumda enjektörlerin büyütülmesi ve elektronik kontrol ünitesinin modifiye edilmesi söz konusu olmaktadır.
WET yani ıslak NOS tabir edilen modellerde, emme manifolduna giden gazı ve hava filtresinden gelen havayı içerde yakabilmek için yakıt takviyesi bulunmaktadır. Wet yani ıslak olarak tabir edilen yer aslında emme manifoldudur. Wet sistem, mevcut enjeksiyon sistemini modifiye etmek yerine, NOS sisteminin fazladan gerektirdiği yakıtı adeta kendi yanında getirmesi anlamına gelir. NOS tüpü kapalı iken otomobil standart enjeksiyon sisteminin sağladığı yakıt ile çalışmaktadır. NOS yüklemesi yapıldığı ve gaza basıldığı anda tüpten gelen ek yakıt da devreye girerek emme manifolduna püskürtülür ve kuru sistemde sadece hava ve gaz aktaran emme manifoldu, wet çalışan bu sistemde hem hava ve gaz hem de sıvı yakıt aktaracaktır.
Tabii ki her iki sistemin de kendine özgü avantaj ve dezavantajları vardır. Dry sistem fazladan bağlantılar ve tüpte yakıt depolamayı gerektirmemesi açısından avantajlıdır ancak her silindire giden nitrous, benzin ve hava miktarının aynı olamaması gibi bir dezavantajı vardır.
Wet sistemde her silindire tam tamına gerekli oranlarda benzin ve nos karışımı gönderme imkanı vardır. Fakat bu sistemin dezavantajı da hava ve yakıt aktarmasıdır. Emme manifoldu hava, nitro ve benzin karışımını aktarmak zorunda kalmaktadır. Sadece hava aktarmak için dizayn edilmiş olan bu aksam, hava benzin karışımını aktarmakta çok da etkili değildir. Ayrıca tüpteki benzin azaldıkça, gönderilen benzinin basıncıda azalmakta ve sonlara doğru performansta kayıplar olmaktadır.

NOS Tipleri
NOS sistemlerinin başlıca iki çeşidi vardır. Spray bar plate sistemleri; karbüratör ve manifold arasında bir ara plate ile kullanılan Powershot (güçlü atış), Cheater (aldatıcı), Big shot (büyük atış) gibi. Bu plaka, built-in olan spray barlarının içinden emme manifold kanallarına nitro ve ilave yakıt verir. Çoğu yakıt enjeksiyon motorları ve Top Shot gibi olan sistemler için olan nitro sistemleri, plate sistem teknolojisinin değişik şekilleridir. Plate sistemleri 50 ya da extra 400 beygir gücü verebilir. Çoğu plate sistemleri ayar yapılabilen beygir gücü kazanımı ve sistem ayarı için çıkarılabilen nitro ve yakıt jet özelliklerine sahiptir. Plate sistemleri cadde ve çoğu yarış sınıflarında kullanılır.
Diğer taraftan, direkt port sistemleri mümkün olduğunca emme valfine yakın olan herbir emiş yolu’na nitro ve ilave yakıt verebilmek için özel dizayn edilmiş enjektörler, fogger memeler kullanır. Bu sistemler, herbir silindire aynı miktarda verirken bolca nitro ve yakıt akıtır. Multiple stage direct port sistemleri, bazı profesyonel yarış motorlarında 1000 ekstra beygire kadar artış yapmıştır. Bütün NOS direkt Port sistemlerin özelliği beygir ayarlamaları ve sistem tuningi (ince ayar) için değiştirilebilen nitro ve yakıt jetleridir. Direkt port sistemleri aşağı yukarı hertürlü motorlarda hem cadde hem de yarış uygulamalarında kullanılır.Yakıt enjeksiyonu için olan bazı nitro sistemleri Direkt Port teknolojisinin değişik bir ifadesidir.
Benzin enjeksiyonu için olan bir sistem tipinde üst emme yoluna nitro ve yakıt enjekte etmek için bir direkt port stili nozzle (meme) kullanılır. Kuru manifold stili nitro sistemleri nitro’yu hava akımı içine olacak şekilde yukarı doğru enjekte ederken ilave yakıt, motorun kendi yakıt enjeksiyon memelerince verilir
 

anıl_ilhan

Kayıtlı Kullanıcı
Bilgi Girilmemiş
Katılım
11 Nis 2008
Mesajlar
1,410
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Siteyi ziyaret et
Kule Gergisi Nedir?

Modifiyeli bir otomobilde çok yapılan bir diğer uygulama da amortisör kule gergisi montesidir. Kule gergileri, amortisör kulelerini karşılıklı olarak tek bir parça halinde birleştirmek için kullanılırlar.

Kule gergilerinin amacı, özellikle sert girilen virajlarda amortisör kulelerinde meydana gelen esnemeleri minimize etmektir. Viraj alınırken amortisör kuleleri normalde esnerler, ve bu da bir miktar çekiş kaybına (ya da yol tutuşta bir miktar zaafiyete) yol açar. Kule gergileri amortisör kulelerinde meydana gelen esnemeleri önlemek üzere dizayn edildiklerinden, viraj alımı sırasında enerjiyi gücün yüklendiği tek bir kuleden alıp diğer kuleye de iletmek suretiyle paylaştırırlar. Bu, jantları yere paralel tutmaya, o da lastiklerin yere daha iyi temas etmesine yardımcı olur. Sonuçta, viraj sırasındaki çekiş ve yol tutuş iyileşir.

Amortisör Kule Gergileri Ne Zaman Monte Edilmelidir?

Montaj sonrasında elde edilecek performansın otomobiliniz üzerindeki kilometreyle ilgisi olmamakla birlikte, eğer spor bir otomobil sahibi iseniz otomobilinizi aldığınız ilk gün en azından ön amortisör kule gergilerini monte etmenizi öneririm. Ancak, biraz da isteğe bağlı olan bu durum haricinde amortisör kule gergilerinin muhakkak uygulanması gerekli durumlar da vardır.

Kule gergileri ön veya arka olsun farketmez, sonradan daha büyük jant/lastik kombinasyonlarına geçildiğinde muhakkak uygulanmalıdır. Daha sert ve kısa olan spor yaylar, daha sert ve kısa spor amortisörler veya büyük çaplı janta (dolayısıyla daha ince profilli lastiklere) geçilmesi gibi süspansiyon sistemini etkileyecek modifikasyonlar sonuçta amortisör kuleleri ve hatta tüm şasi üzerindeki yükü arttırırlar. Tüm bu uygulamaların sonunda şaside esneme eskiye oranla çok daha fazla olacaktır. İşte bu modifikasyonların ardından uygulanacak kule gergileri sadece şasiyi desteklemek ve esnemeyi azaltmakla kalmayacak, aynı zamanda direksiyonunuz daha hassas olacak ve verdiğiniz komutlara daha çabuk cevap verecektir.


Viraj Çubukları Ne İşe Yarar?

Viraj sırasında fizik kuralları gereği otomobiler sadece tek bir tarafa (virajın dış tarafına doğru) yatarlar. Viraj çubukları virajın iç tarafında kalan (aynı aks üzerindeki karşı taraftaki) tekerleği de yere bastırmak sureti ile tüm otomobilin yol tutuşunu iyileştirmeye yardımcı olurlar. Böylelikle önden ve arkadan kaymalar daha az yaşanır.

Özellikle yüksek hızda girilen virajlarda amortisör kule gergileri ile tam uyum içerisinde çalışırlar. Ancak, arazi kullanımında tek bir lastiğin havada kalması şeklinde dezavantajları vardır.
 
Üst