arabayı patinajla kaldıran, son hız denemelerini olmadık yerlerde saçma sapan arabalarla yapan, yayalara ve diğer araçlara saygısı sıfır olan, kuralları hiçe sayan insana, genel olarak ülkemizde ŞOFÖR deniliyor.
Şoförlüğün tarifi nedir?
- Konuyu başlatan yavuzselim19
- Başlangıç tarihi
En başta kimsenin hayatını tehlikeye atmadan ve arabayı teknik bir biçimde kullanan arkadaş şofördür.
aracının performans tutunabilme ve frenaj özelliklerini tam kapasite kullanabilen kişidir 
aracının performans tutunabilme ve frenaj özelliklerini tam kapasite kullanabilen kişidir
Bu pilot değil mi ya
yolcularını güvenli ve rahat bir şekilde hedefe ulaştıran sürücü
Bu pilot değil mi ya
yolcularını güvenli ve rahat bir şekilde hedefe ulaştıran sürücü
uçakda güvenli ve rahat bi ulaşım aracı ama 850 yapıyo
250yle de güvenli gidilir
Ralli pilotları gibi oluruz valla
düz yolda nerdeyse gaza basmadan kaldırıyorum.
- Konuyu başlatan
- #19
Arkadaşlar ilginize çok teşekkürler. Hakikaten herkezin yaptığı tanımlar bir şoförü ve onda olması gereken özellikleri anlatıyor.
Bir kişi hariç. Ahmet tarakçı tanıma bir tarak atmış ama maalesef bu da bir Türkiye gerçeği. Neyse işin özüne dönelim.
Ben bu konuya şöyle bir yorum getirecem ve tanımlamamı ona göre yapacam. Daha sonra tüm arkadaşlar tabi buna gerekli eleştirmeyi yapacaklar, hatta ustalarımız yorumlarını kendi takdirleri ile yapacaklardır. Yukarıda tüm arkadaşların yazdığı tanımlamalar bence bir şoförde olması gereken özellikler. Yani yapacağımız tanımın açıklaması ve olmazsa olmazı diyebiliriz. Çünki şoförlük bir "SANAT" tır. Sanatını iyi icra edene de sanatçı derler. Normalde tüm insanlar yeterli bir eğitim aldıktan sonra aracı çalıştırmayı, 1. vitese takıp kaldırmayı, yolda düz gitmeyi, kırmızıyı görünce frene basmayı, sağa dönerken sinyal yakmayı becerebilir. Ama bu işin sanat kısmına gelince herkez yapamaz. Şimdi şoförlüğün tanımını yapalım. Çok kısa ama çok öz bir tanım.
Şoförlük: "Yolu Okuma Sanatıdır".
Yol nasıl okunur? Beklenmeyen anda ve zamanda gelebilecek tehlikeyi önceden sezinleyip tetbir almak, sadece o anda kendi aracının bulunduğu anı ve yeri değil, ileriyi görerek ilerdeki trafiğin kendisine açabileceği tehlikeyi sezinleyip o ortama girmemek ve mümkünse arkasından geleni o ortama karşı uyarmak. Aracının durumunu ve hızını değişen şartlara göre ayarlayabilmek... Gözü mümkün olduğunca uzağa bakıp yoldaki muhtemel tehlikeleri önceden görebilmek ve tedbir alabilmek. Sağ ve sol aynasını çok iyi kullanıp sol şeridi sadece sollama ve sola dönüşlerde kullanmak. Keskin virajlara içten girmemek, sonu görünen viraj dahi olsa kestirmeden gitme adına şerit ihlali yapmamak.
Arkadaşlar yolu okuma sanatı adına verebileceğimiz bir sürü örnek var tabi ki. Ama önce bu işi gerçekten bir sanat gibi görüp, anlayıp o anlayışla aracı kullanmaktır. Yolda herzaman karşılaşabileceğimiz en kötü ihtimali düşünüp ona göre tedbir almamız lazım. Karşıdan gelenin herzaman kendinizden daha acemi olduğunu hesaba katıp onun yapabileceği hatanında payını ayarlayarak tetbir almalıyız. Hiç bir zaman 5-10 dakika erken gitmek bize bişey kazandırmaz ama tam ve sağlam gitmek çok şey kazandırır.
Lütfen yolu iyi okuyalım ve göremediğimiz noktalardan ani gelebilecek tehlikeleri önceden hesaplamaya ve tahmin etmeye çalışarak yolumuza devam edelim. Allah cümlemizi ölümlü ve feci kazalardan korusun. Saygılar...
Bir kişi hariç. Ahmet tarakçı tanıma bir tarak atmış ama maalesef bu da bir Türkiye gerçeği. Neyse işin özüne dönelim.
Ben bu konuya şöyle bir yorum getirecem ve tanımlamamı ona göre yapacam. Daha sonra tüm arkadaşlar tabi buna gerekli eleştirmeyi yapacaklar, hatta ustalarımız yorumlarını kendi takdirleri ile yapacaklardır. Yukarıda tüm arkadaşların yazdığı tanımlamalar bence bir şoförde olması gereken özellikler. Yani yapacağımız tanımın açıklaması ve olmazsa olmazı diyebiliriz. Çünki şoförlük bir "SANAT" tır. Sanatını iyi icra edene de sanatçı derler. Normalde tüm insanlar yeterli bir eğitim aldıktan sonra aracı çalıştırmayı, 1. vitese takıp kaldırmayı, yolda düz gitmeyi, kırmızıyı görünce frene basmayı, sağa dönerken sinyal yakmayı becerebilir. Ama bu işin sanat kısmına gelince herkez yapamaz. Şimdi şoförlüğün tanımını yapalım. Çok kısa ama çok öz bir tanım.
Şoförlük: "Yolu Okuma Sanatıdır".
Yol nasıl okunur? Beklenmeyen anda ve zamanda gelebilecek tehlikeyi önceden sezinleyip tetbir almak, sadece o anda kendi aracının bulunduğu anı ve yeri değil, ileriyi görerek ilerdeki trafiğin kendisine açabileceği tehlikeyi sezinleyip o ortama girmemek ve mümkünse arkasından geleni o ortama karşı uyarmak. Aracının durumunu ve hızını değişen şartlara göre ayarlayabilmek... Gözü mümkün olduğunca uzağa bakıp yoldaki muhtemel tehlikeleri önceden görebilmek ve tedbir alabilmek. Sağ ve sol aynasını çok iyi kullanıp sol şeridi sadece sollama ve sola dönüşlerde kullanmak. Keskin virajlara içten girmemek, sonu görünen viraj dahi olsa kestirmeden gitme adına şerit ihlali yapmamak.
Arkadaşlar yolu okuma sanatı adına verebileceğimiz bir sürü örnek var tabi ki. Ama önce bu işi gerçekten bir sanat gibi görüp, anlayıp o anlayışla aracı kullanmaktır. Yolda herzaman karşılaşabileceğimiz en kötü ihtimali düşünüp ona göre tedbir almamız lazım. Karşıdan gelenin herzaman kendinizden daha acemi olduğunu hesaba katıp onun yapabileceği hatanında payını ayarlayarak tetbir almalıyız. Hiç bir zaman 5-10 dakika erken gitmek bize bişey kazandırmaz ama tam ve sağlam gitmek çok şey kazandırır.
Lütfen yolu iyi okuyalım ve göremediğimiz noktalardan ani gelebilecek tehlikeleri önceden hesaplamaya ve tahmin etmeye çalışarak yolumuza devam edelim. Allah cümlemizi ölümlü ve feci kazalardan korusun. Saygılar...
Karşılıklı hoşgörü, dikkat, saygı, rahatlık, huzurdur. ve en önemlisi bana göre Arabalarımız amaç değil araç olmalıdır.