Provokasyon amaçlı eylemler...Kızların bacağına kezzap atmalar, camiyi kundaklamalar, akmerkezin ortasında namaz kılmalar...nereye gidiyoruz böyle ?
Kezzap
- Konuyu başlatan exilegs
- Başlangıç tarihi
birileri ülkemizdeki huzur ortamını bozmak ve insanlarımızı ufak fikir ayrıklarını büyütüp birbirine düşürmek istiyorlar. İnsanlar farklıdır. Tek tip insan çinde bile yok. herkesin düşüncesi tabiki farklı olacak. Bu farklılıkları, herkesin diğerini kendisine benzetmesi ile değil, karşılıklı anlayış ile çözebiliriz.
Düşünsenize, tüm erkeklerin saç tipi belirlense ve herkes bu tipte saça mecbur kılınsa, kimin hoşuna gider?
Küpe takan erkekler var. Tüm erkeklere küpe takmak zorunlu olsa bu bir zulüm olmaz mı?
Yada küpe takmak yasaklansa, takanlar kendilerinin özgürlüklerinin kısıtlandığını hissetmez mi?
Karşılıklı anlayış ve birbirimizi anlamaya çalışmaktan başka yapacak bir şey yok. Kavga ile çözülebilen bir proplem ben görmedim. Var mı?
Düşünsenize, tüm erkeklerin saç tipi belirlense ve herkes bu tipte saça mecbur kılınsa, kimin hoşuna gider?
Küpe takan erkekler var. Tüm erkeklere küpe takmak zorunlu olsa bu bir zulüm olmaz mı?
Yada küpe takmak yasaklansa, takanlar kendilerinin özgürlüklerinin kısıtlandığını hissetmez mi?
Karşılıklı anlayış ve birbirimizi anlamaya çalışmaktan başka yapacak bir şey yok. Kavga ile çözülebilen bir proplem ben görmedim. Var mı?
Ben artık işitsel yada görsel medyadan öğrendiğim bir habere inanmak için birkaç gün geçmesini bekliyorum haber doğrumu asparagasmı yanlımı haber tam olarakmı verilmiş yoksa işine gelindiği kadarmı verilmiş bir yerden başka biryeremi çekilmiş
. Anlamak bayağı bir zor oluyor. Sen haberi istediğin şekilde duyur doğruysa doğrudur yanlışsa üstünede düşen olursa minicik bir tekzip tamam oldu bitti işte
. Anlamak bayağı bir zor oluyor. Sen haberi istediğin şekilde duyur doğruysa doğrudur yanlışsa üstünede düşen olursa minicik bir tekzip tamam oldu bitti iştebizim medyadaki hayal gücü herhalde dünyada bir başka ülkede yoktur. Her olay günün anlam ve önemine göre yorumlanır hemen bir bardak suda fırtınalar koparılır bugün çıkan haberlerde ise "[FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif]Mersin'de iki öğrencinin başına gelen bu olay diğer medya organlarına ise farklı yansıdı. Verilen haberlerde, iki kız öğrencinin e[FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif]teklerinin kısa olduğu gerekçesiyle arkalarından gelen birkaç kişi tarafından[/FONT] bacaklarına yanıcı madde döküldüğü iddia edildi. Fakat ilçe emniyet müdürünün
açıklamasında "mini eteğe" dair bir bilgi yer almadı.[/FONT]" yer aldı yorum artık hepimizin
açıklamasında "mini eteğe" dair bir bilgi yer almadı.[/FONT]" yer aldı yorum artık hepimizin
Yazık yazık ortalığı karıştırmak isteyenler amaçlarına başarıyla ulaşıyorlar
Çalkantıların olduğu ülkelerde rant daha kolay arkadaşlar. Düşünün, sürekli sabit bir seyirde giden ülke ekonomisinden fırsatçılar ne kazanabilir? Oysa çalkantıların olduğu ülkelerde borsa,döviz ve altın zigzaklar çizer.
Bu tür borsalar en ufak karışıklıkta alaşağı olurlar. İşte kolay para kazanmaya alışmış,çalışmadan nemalanan bir kısım insanlar ki bunların elinde para ve güç oldukça çoktur, spekülasyonlarla ufak birikim sahiplerinin elindeki paraya göz dikerler.
5-10 milyarı olup acaba borsada kazanabilirmiyim diye hisse senedi alan insanlarımızın oluşturduğu para ciddi bir rakam teşkil eder.
AÇ gözlü nemacılar uygun bir zamanı bekleyip, tam yerinde bir kargaşa ve kaos çıkartıp borsayı etkilerler. Hisse senetleri hızla düşer. Zararın neresinden dönülürse kardır diye küçük hissedar zararına satış yapar. Bir kişi için rakam fazla değildir ama tüm Türkiye için toplam rakam büyüktür. İşte bu nemacılar yüksekken sattıklarını, düşük fiyatla geri alırlar. Aynı şey döviz için de geçerli.
Buradan nemalanan insanlar için istikrar, kalkınma, düşük enflasyon, kaossuz hayat kötüdür. Zigzaglar olmalı ki bunlar en üst ve en altlarda giriş çıkış yapsınlar.
İşte bu şahsi menfaatperverler, kendi şahsi çıkarları için tüm ülkede kaos yaratmak, kargaşa çıkarmak, Türk-Kürt savaşı çıkarmak, halkı ayaklandırmak gibi tehlikeli işlere girişebilirler.
En sağından en soluna, en dindarından ateistine sorsanız hepside ülkemizi sevdiğini ve ülkemizin kalkınmasını istediğini söyleyecektir.
O halde proplem nedir?
İşte bu nemacı grup bu grupların hiçbirine dahil değildir, hepsine dahildir.
Yani işine geldiği, nema landığı yöne yamulur. Yeri gelir milliyetçi olur, yeri gelir dindar olur. O hep kendi çıkarı için çalışır durur.
Bunun için gücünü kullanır. Medyayı kendi çıkarı doğrultusunda haberler yaptırır.
Allah ülkemizi böyle vatan hainlerinden korusun.
Bu tür borsalar en ufak karışıklıkta alaşağı olurlar. İşte kolay para kazanmaya alışmış,çalışmadan nemalanan bir kısım insanlar ki bunların elinde para ve güç oldukça çoktur, spekülasyonlarla ufak birikim sahiplerinin elindeki paraya göz dikerler.
5-10 milyarı olup acaba borsada kazanabilirmiyim diye hisse senedi alan insanlarımızın oluşturduğu para ciddi bir rakam teşkil eder.
AÇ gözlü nemacılar uygun bir zamanı bekleyip, tam yerinde bir kargaşa ve kaos çıkartıp borsayı etkilerler. Hisse senetleri hızla düşer. Zararın neresinden dönülürse kardır diye küçük hissedar zararına satış yapar. Bir kişi için rakam fazla değildir ama tüm Türkiye için toplam rakam büyüktür. İşte bu nemacılar yüksekken sattıklarını, düşük fiyatla geri alırlar. Aynı şey döviz için de geçerli.
Buradan nemalanan insanlar için istikrar, kalkınma, düşük enflasyon, kaossuz hayat kötüdür. Zigzaglar olmalı ki bunlar en üst ve en altlarda giriş çıkış yapsınlar.
İşte bu şahsi menfaatperverler, kendi şahsi çıkarları için tüm ülkede kaos yaratmak, kargaşa çıkarmak, Türk-Kürt savaşı çıkarmak, halkı ayaklandırmak gibi tehlikeli işlere girişebilirler.
En sağından en soluna, en dindarından ateistine sorsanız hepside ülkemizi sevdiğini ve ülkemizin kalkınmasını istediğini söyleyecektir.
O halde proplem nedir?
İşte bu nemacı grup bu grupların hiçbirine dahil değildir, hepsine dahildir.
Yani işine geldiği, nema landığı yöne yamulur. Yeri gelir milliyetçi olur, yeri gelir dindar olur. O hep kendi çıkarı için çalışır durur.
Bunun için gücünü kullanır. Medyayı kendi çıkarı doğrultusunda haberler yaptırır.
Allah ülkemizi böyle vatan hainlerinden korusun.
Tarsus'ta yakıcı madde atılanlar 5'e çıktı
Ali ŞEN- Mustafa ERCAN/MERSİN, (DHA)
Mersin'in Tarsus İlçesi'nde yakıcı maddeyle saldırıya uğrayanların sayısı 5'e çıktı. Pazartesi günü biri lise son sınıfta, diğeri ilköğretim okulu 6'ncı sınıfta okuyan 2 kız öğrencinin, kısa etek giydikleri gerekçesiyle bacaklarına yakıcı madde atılmasından sonra dün de aynı şekilde biri hemşire 3 kamu görevlisi kadın aynı şekilde saldırıya uğradı. Mersin Valisi Hüseyin Aksoy, kamu görevlisi kadınların pantonlu olmasının, saldırının ‘kısa etek’ yüzünden olmadığını gösterdiğini ileri sürerek, “Bunları tamamen psikolojik sorunları olan kişi veya kişilerin yaptığını düşünüyoruz'' dedi. Lise son sınıf öğrencisi G.K. ise olayı anlatırken “Bu kızın eteği kısa'' diyenlerin saldırısına uğradığını açıklamıştı.
Vali Hüseyin Aksoy, bugün valilikte okul inşası için protokol imza töreni sırasında Tarsus'taki olaylarla ilgili soruları yanıtladı. Vali Aksoy, 11 Şubat pazartesi günü 2 öğrencinin bacağına yakıcı madde atıldığını, dün meydana gelen olaylarda 3 kamu görevlisi kadının daha benzer olayla karşı karşıya geldiğini söyledi.
Aksoy, kamu görevlilerinin pantolonlu olduğunu söyledikten sonra, “Bunu gözönüne aldığımız zaman ‘mini etek giydiği için atıldı’ yönündeki değerlendirmeler doğru değil. Bu saldırıyı tamamen psikolojik sorunları olan kişi veya kişilerin yaptığını düşünüyoruz'' dedi.
Atılan maddenin laboratuarda halen incelemesinin devam ettiğini, ancak kezzap olmadığının ortaya çıktığını kaydeden Vali Aksoy, “Hafif bir yanma hissi veren ve kızarıklık oluşturan bir madde. Çalışmalar kısa bir süre sonra neticelendirilecek ve halkımız bilgilendirilecek'' diye konuştu.
‘
BU KIZIN ETEĞİ KISA’
Tarsus'ta pazartesi günü bacaklarına yakıcı madde atılan iki kız öğrenciden lise son sınıfta okuyan 17 yaşındaki G.K. ‘Kızın eteği kısa’ diyenlerin saldırdığını söylemişti. G.K. ifadesinde “Bana arkmamdan gelen iki üç kişi, ‘Bu kızın eteği kısa’ diyerek laf attı. Daha sonra arkamdan bir sıvı sıçraması hissettim, sonra çorabımın yandığını gördüm. Yanmayı hissedince de bağırdım'' demişti.
Saldırıya uğrayan ilköğretim okulu 6'ıncı sınıf öğrencisi B.S.Y. ise ifadesinde “Bacağım kaşınır gibi oldu. Sonradan yanma ve acı hissettim. Baktığımda çorabım yırtılmış, mor lekeler oluşmuştu. Şimdi bacağımda yara var'' diye konuşmuştu.
POLİS SALDIRGANLARI ARIYOR
Kentte şırıngalı saldırganları yakalamaya çalışan polis ise saldırıya uğrayan 2'si kız öğrenci 5 kişinin, olay saati ve olay yeri bilgilerinden yola çıkarak, o sırada bölgedeki MOBESE kameralarının kayıtlarını incelemeyi sürdürüyor.
Ali ŞEN- Mustafa ERCAN/MERSİN, (DHA)
Mersin'in Tarsus İlçesi'nde yakıcı maddeyle saldırıya uğrayanların sayısı 5'e çıktı. Pazartesi günü biri lise son sınıfta, diğeri ilköğretim okulu 6'ncı sınıfta okuyan 2 kız öğrencinin, kısa etek giydikleri gerekçesiyle bacaklarına yakıcı madde atılmasından sonra dün de aynı şekilde biri hemşire 3 kamu görevlisi kadın aynı şekilde saldırıya uğradı. Mersin Valisi Hüseyin Aksoy, kamu görevlisi kadınların pantonlu olmasının, saldırının ‘kısa etek’ yüzünden olmadığını gösterdiğini ileri sürerek, “Bunları tamamen psikolojik sorunları olan kişi veya kişilerin yaptığını düşünüyoruz'' dedi. Lise son sınıf öğrencisi G.K. ise olayı anlatırken “Bu kızın eteği kısa'' diyenlerin saldırısına uğradığını açıklamıştı.
Vali Hüseyin Aksoy, bugün valilikte okul inşası için protokol imza töreni sırasında Tarsus'taki olaylarla ilgili soruları yanıtladı. Vali Aksoy, 11 Şubat pazartesi günü 2 öğrencinin bacağına yakıcı madde atıldığını, dün meydana gelen olaylarda 3 kamu görevlisi kadının daha benzer olayla karşı karşıya geldiğini söyledi.
Aksoy, kamu görevlilerinin pantolonlu olduğunu söyledikten sonra, “Bunu gözönüne aldığımız zaman ‘mini etek giydiği için atıldı’ yönündeki değerlendirmeler doğru değil. Bu saldırıyı tamamen psikolojik sorunları olan kişi veya kişilerin yaptığını düşünüyoruz'' dedi.
Atılan maddenin laboratuarda halen incelemesinin devam ettiğini, ancak kezzap olmadığının ortaya çıktığını kaydeden Vali Aksoy, “Hafif bir yanma hissi veren ve kızarıklık oluşturan bir madde. Çalışmalar kısa bir süre sonra neticelendirilecek ve halkımız bilgilendirilecek'' diye konuştu.
‘
BU KIZIN ETEĞİ KISA’
Tarsus'ta pazartesi günü bacaklarına yakıcı madde atılan iki kız öğrenciden lise son sınıfta okuyan 17 yaşındaki G.K. ‘Kızın eteği kısa’ diyenlerin saldırdığını söylemişti. G.K. ifadesinde “Bana arkmamdan gelen iki üç kişi, ‘Bu kızın eteği kısa’ diyerek laf attı. Daha sonra arkamdan bir sıvı sıçraması hissettim, sonra çorabımın yandığını gördüm. Yanmayı hissedince de bağırdım'' demişti.
Saldırıya uğrayan ilköğretim okulu 6'ıncı sınıf öğrencisi B.S.Y. ise ifadesinde “Bacağım kaşınır gibi oldu. Sonradan yanma ve acı hissettim. Baktığımda çorabım yırtılmış, mor lekeler oluşmuştu. Şimdi bacağımda yara var'' diye konuşmuştu.
POLİS SALDIRGANLARI ARIYOR
Kentte şırıngalı saldırganları yakalamaya çalışan polis ise saldırıya uğrayan 2'si kız öğrenci 5 kişinin, olay saati ve olay yeri bilgilerinden yola çıkarak, o sırada bölgedeki MOBESE kameralarının kayıtlarını incelemeyi sürdürüyor.
basın bir ülkede büyük bir güçtür. Basını elinde bulunduran grup ülkeye hakim olur. Bakın bizim basın, yurt dışındaki haberleri nasıl vermiş? Bizleri nasıl kandırmış?
Türk basınındaki alıntılar
La Repubblica (İtalya): Atatürk Cumhuriyeti yeni bir darbe daha yedi. Türban kararı bu ülkede uygulanan kusursuz bir eğitim modelini yok etti.
El Pais (İspanya): İslamcı hükümet, laik devletin direğini kırdı. Türkiye'deki laik devletin direklerinden biri olan üniversitelerdeki türban yasağı, dün kesin bir biçimde kırıldı.
Los Angeles Tİmes (ABD): Milletvekilleri, laiklerin protestolarına meydan okudu. Üniversite, yargı ve ordu liderliğine hakim olan laik kesim ile son yıllarda daha büyük bir siyasi güç kazanan daha dindar Türkler arasında çatışma var.
La Stampa (İtalya): Laik Atatürk'e türban taktılar. Atatürk bugün yaşasaydı Müslümanlığı aşağılamaktan hapsi boylardı. AB kapısındaki dev İslam ülkesi nereye gidiyor?
The New York Tİmes (ABD): Türkiye Meclisi, laiklerle son bir kavga için sahne hazırladı. Birçok laik Türk, AKP'nin Türkiye'ye kendi muhafazakar değerlerini empoze edeceği kaygısını taşıyor. Dindar Türkler artık elitin bir parçası. Kamu alanının nasıl paylaşılacağı konusunda zor konular ortaya çıkıyor.
Yabancı basındaki yorumlar
La Repubblica (İtalya): Atatürk Cumhuriyeti'ne bir başka çekiç darbesi daha. Eğitim alanında her türlü dinî simgeyi yasaklayan Fransız Cumhuriyetçiliğinden esinlenen modeli parçalayan bir karar... Üniversitelere kadınların türbanlı da olsa girmeleri olumlu bir gelişmedir.
El Pais (İspanya): Türkiye, üniversitede başörtüyü yasaklayan tek Avrupa Konseyi üyesiydi. Bu mesele, çoğunluğu Müslüman olan ülkede 80'li yıllarda yasaklanmış ve birçok kadının eğitim hakkı kısıtlanmıştı. Türk hükümeti şimdi bu kararla laik devlet ilkesini koruyarak, daha önce uygulanan yasağı ortadan kaldırıyor.
Los Angeles Times (ABD): Oylama akademik çevreleri, yargı ve askerî kesimin üst seviyelerini domine eden laik yapı ile son yıllarda daha eğitimli ve etkili bir hal alarak politik nüfuz kazanan daha dindar Türkler arasındaki son çatışmaydı.
La Stampa (İtalya): Türban özgürlüğüne çoğunluğun verdiği bu onaya paralel olarak düzenlenen halk gösterileri, bir ülkenin bölünmüşlüğünü mü sergiliyor? Bu sorunun cevabı 'hayır'dır. Söylendiği şekliyle 'ılımlı İslam partisi'nin lideri Başbakan Erdoğan'ın Türkiyesi ideolojik-dini kopmalar riski taşıyan bir ülke değildir. Türkiye, nihai sonucu AB üyeliği olan bir dizi 'yükümlülüğü' kabul eden (ve zaten NATO üyesi olan) bir ülkedir.
New York Times (ABD): Türkiye'de, başörtüsü değişikliğiyle başlamak -zorlayıcı laikliğe karşı dini özgürlük örnek vakası- oldukça uygun. Ne de olsa liberalizmin kökeninde Hıristiyan dini özgürlüğünü koruma arzusu yatıyor. Ancak liberal demokrasinin tarihsel sağlamlığı, vatandaşlığı genişletmekten ve azınlık gruplara ve devlet baskısına maruz kalan diğer gruplara yönelik anayasal korumaları genişletmekten geliyor. Türkiye'nin İslam alemine bu yolu açma şansı var.
Wall Street Journal (ABD): Bizim görüşümüz, yasağın kaldırılması Türkiye'nin demokratik olgunluğunun bir işaretidir. Erdoğan'ın İslami kökenli AKP'si haklı olarak kısıtlamaların din özgürlüğünü ihlal ettiğini savunmuştur... 2002'den bu yana iktidarda olan AKP, İslami kökenli bir hükümetin demokrasi ve serbest piyasa ile bir arada var olabileceğini kanıtlamıştır. Frankfurter Allgemeine Zeitung (Almanya): Parlamenter demokrasilerde çoğunluğun isteği kabul edilir; ancak Türkiye'de değil. Kemalist elitler ve son seçimlerde yüzde 20 oy alan onun Meclis'teki siyasi kolu CHP, hâlâ toplumu yönlendirmek ve kendi istekleri doğrultusunda şekillendirmek hakkını kendilerinde görüyorlar... Asıl laik olmayan, Fransa'daki 1905 yılı öncesindeki uygulamayı örnek alarak bugüne kadar dini devletin denetimi altında tutmayı sürdüren Kemalist devlettir.
Türk basınındaki alıntılar
La Repubblica (İtalya): Atatürk Cumhuriyeti yeni bir darbe daha yedi. Türban kararı bu ülkede uygulanan kusursuz bir eğitim modelini yok etti.
El Pais (İspanya): İslamcı hükümet, laik devletin direğini kırdı. Türkiye'deki laik devletin direklerinden biri olan üniversitelerdeki türban yasağı, dün kesin bir biçimde kırıldı.
Los Angeles Tİmes (ABD): Milletvekilleri, laiklerin protestolarına meydan okudu. Üniversite, yargı ve ordu liderliğine hakim olan laik kesim ile son yıllarda daha büyük bir siyasi güç kazanan daha dindar Türkler arasında çatışma var.
La Stampa (İtalya): Laik Atatürk'e türban taktılar. Atatürk bugün yaşasaydı Müslümanlığı aşağılamaktan hapsi boylardı. AB kapısındaki dev İslam ülkesi nereye gidiyor?
The New York Tİmes (ABD): Türkiye Meclisi, laiklerle son bir kavga için sahne hazırladı. Birçok laik Türk, AKP'nin Türkiye'ye kendi muhafazakar değerlerini empoze edeceği kaygısını taşıyor. Dindar Türkler artık elitin bir parçası. Kamu alanının nasıl paylaşılacağı konusunda zor konular ortaya çıkıyor.
Yabancı basındaki yorumlar
La Repubblica (İtalya): Atatürk Cumhuriyeti'ne bir başka çekiç darbesi daha. Eğitim alanında her türlü dinî simgeyi yasaklayan Fransız Cumhuriyetçiliğinden esinlenen modeli parçalayan bir karar... Üniversitelere kadınların türbanlı da olsa girmeleri olumlu bir gelişmedir.
El Pais (İspanya): Türkiye, üniversitede başörtüyü yasaklayan tek Avrupa Konseyi üyesiydi. Bu mesele, çoğunluğu Müslüman olan ülkede 80'li yıllarda yasaklanmış ve birçok kadının eğitim hakkı kısıtlanmıştı. Türk hükümeti şimdi bu kararla laik devlet ilkesini koruyarak, daha önce uygulanan yasağı ortadan kaldırıyor.
Los Angeles Times (ABD): Oylama akademik çevreleri, yargı ve askerî kesimin üst seviyelerini domine eden laik yapı ile son yıllarda daha eğitimli ve etkili bir hal alarak politik nüfuz kazanan daha dindar Türkler arasındaki son çatışmaydı.
La Stampa (İtalya): Türban özgürlüğüne çoğunluğun verdiği bu onaya paralel olarak düzenlenen halk gösterileri, bir ülkenin bölünmüşlüğünü mü sergiliyor? Bu sorunun cevabı 'hayır'dır. Söylendiği şekliyle 'ılımlı İslam partisi'nin lideri Başbakan Erdoğan'ın Türkiyesi ideolojik-dini kopmalar riski taşıyan bir ülke değildir. Türkiye, nihai sonucu AB üyeliği olan bir dizi 'yükümlülüğü' kabul eden (ve zaten NATO üyesi olan) bir ülkedir.
New York Times (ABD): Türkiye'de, başörtüsü değişikliğiyle başlamak -zorlayıcı laikliğe karşı dini özgürlük örnek vakası- oldukça uygun. Ne de olsa liberalizmin kökeninde Hıristiyan dini özgürlüğünü koruma arzusu yatıyor. Ancak liberal demokrasinin tarihsel sağlamlığı, vatandaşlığı genişletmekten ve azınlık gruplara ve devlet baskısına maruz kalan diğer gruplara yönelik anayasal korumaları genişletmekten geliyor. Türkiye'nin İslam alemine bu yolu açma şansı var.
Wall Street Journal (ABD): Bizim görüşümüz, yasağın kaldırılması Türkiye'nin demokratik olgunluğunun bir işaretidir. Erdoğan'ın İslami kökenli AKP'si haklı olarak kısıtlamaların din özgürlüğünü ihlal ettiğini savunmuştur... 2002'den bu yana iktidarda olan AKP, İslami kökenli bir hükümetin demokrasi ve serbest piyasa ile bir arada var olabileceğini kanıtlamıştır. Frankfurter Allgemeine Zeitung (Almanya): Parlamenter demokrasilerde çoğunluğun isteği kabul edilir; ancak Türkiye'de değil. Kemalist elitler ve son seçimlerde yüzde 20 oy alan onun Meclis'teki siyasi kolu CHP, hâlâ toplumu yönlendirmek ve kendi istekleri doğrultusunda şekillendirmek hakkını kendilerinde görüyorlar... Asıl laik olmayan, Fransa'daki 1905 yılı öncesindeki uygulamayı örnek alarak bugüne kadar dini devletin denetimi altında tutmayı sürdüren Kemalist devlettir.
Her okuduğumuza hemen inanmayalım arkadaşlar. Birileri bizim saf ve iyi niyetimizi suistimal ediyor. Birileri bizi birbirimize düşürmeye çalışıyor.
Geçmişte alevi-sünni, olmadı Türk-Kürt, olmadı laik-antilaik, olmadı başı kapalı-açık.
Benim eşimin başı açık, annem kapalı. İkisine de karşı değilim. İnsanları kendi özgür ve hür iradelelerine bırakıyorum. Kimseye dayatmayla, zorla birşey yaptıramazsınız.
70'lik ninenin, sağlık karnesinde başı açık resim yok diye alınmayıp, başı kapalı resme photoshop'lanmış başı açık resim yaptırıp, sağlık karnesini değiştirip gelene kadar ölmesini kim nasıl izah edebilir?
Çağdaşlık anlayışımız bu mu?
Geçmişte alevi-sünni, olmadı Türk-Kürt, olmadı laik-antilaik, olmadı başı kapalı-açık.
Benim eşimin başı açık, annem kapalı. İkisine de karşı değilim. İnsanları kendi özgür ve hür iradelelerine bırakıyorum. Kimseye dayatmayla, zorla birşey yaptıramazsınız.
70'lik ninenin, sağlık karnesinde başı açık resim yok diye alınmayıp, başı kapalı resme photoshop'lanmış başı açık resim yaptırıp, sağlık karnesini değiştirip gelene kadar ölmesini kim nasıl izah edebilir?
Çağdaşlık anlayışımız bu mu?
Doğan haber ajansı haricindeki tüm kaynaklarda mini etek bilmemne kelimesi geçmiyor..Saldırılar devam etmiş pantolon ve etek giyen kadınlara da yapılmış saldırı..Sapıkça bir eylem olabilir..Başka yerlerede çekilebilir..Müsaitiz çekmeye çünkü..
Yabancı basında iyi kekler bizim milleti işte böyle..Bizimkilerde inanır..''Ab kapısındaki dev islam ülkesi'' 50 sene kapı önünde beklenirmi yahu kimi yiyosunuz...
Yabancı basında iyi kekler bizim milleti işte böyle..Bizimkilerde inanır..''Ab kapısındaki dev islam ülkesi'' 50 sene kapı önünde beklenirmi yahu kimi yiyosunuz...
