- Konuyu başlatan
- #11
Dert edilecek bişey değil arabadaki hantallık. Belli süre sonunda turbodaki yüksek basınç valfi arızalanabilir ve o bu tür bir randımansızlığa sebep olur.
Ne bu valf ne de EGR valfi çok sık rahatsızlanmaz, ve insanı aracından soğutmaz.
Diesellerdeki en sıkıntılı EGR uygulaması VW transporterlerin eski kasalarındadır ve baş ağrıtmıştır bir dönem.
EGR uygulaması olan ve baş ağrıtacak derecede sorunu olan başkaca da bir diesel yoktur(en azından benim bildiğim).
Opellerde ise bu uygulamayı(EGR) benzinlilerde de kullanmışlardır. Bir önceki kasalarda. Ve öyle sıkıntılar vermiştir ki araç sahiplerine tarifi mümkün değildir bunun. İlk yıllarda bunu sömürmüştür pek çok usta ve servis.
Alakasız sensörler değiştirilmiştir pek çok araçta. Oysaki sorun sadece "EGR" dendir.
Carbon-clean diye birşey icat edilmiştir durduk yerde.
Eski kasalarda sorun sadece iki tanedir:
Birincisi; EGR uygulamasının başarısızlığı ve sonuçları,
İkincisi de; bobinin yekpare olması sonucu rutubete maruz kalması ve zırt-pırt bobin arızası.
Bundan başka hiçbir sensör kolay-kolay arıza vermez. Verse de uzun kullanımlar sonucu verir ve lokal müdahale ile de ucuza halledilir.
Bu iki sorun ise insanı aracından soğutmaya yetecek düzeydedir. Velev ki götürdüğünüz servis bu iki sorunu sizi soymadan önce anlatmış olsa bile.
Carbon-clean'ın ise hiçbir faydası yoktur araçlara. Yapan maddi fayda sağlar, yaptıran ise manevi olarak faydalanır(sanki araç daha bir değişti gibisinden).
Bir önceki G kasa Astra'lar ile sonraki H kasalar arasındaki en büyük fark:
H kasaların daha modüler imal edilmesidir. Daha çok bağımsız ve basit parça vardır H kasalarda. Çamurluğu tutan civata ile farları tutan civata aynı orijinalliktedir ve her ikiside daha basittir. Çamurlukları değiştirmediğiniz müddetçe çamurluğu söküp boyamanız ile aracın üzerinde boyamanız arasında herhangi bir orijinalite farkı olmaz. Bu bir örnek tabii ki.
Aracın pek çok yeri eski kasalara göre daha modüler parçalardan imal edilmiştir.
Neyse bu uzun bir konu, geçelim.
H kasalardaki en büyük değişiklik 2007-2008 üzeri modellerin benzinlilerinde "EGR" uygulamasından vazgeçilmiş olmasıdır. Artan 15 beygirin bir kısmı da buradan gelmektedir zaten.
Diesellerde ise Avrupa normları gereğince EGR uygulaması devam etmektedir. Torkun yüksek olması EGR'nin sorunlu hale gelmesini zorlaştıran başlıca etkendir. Dolayısı ile de Diesellerde EGR çok-çok fazla baş ağrıtmaz. Değişmesi gereken süreler çok uzun km lerdir. Tabii kötü bir yakıt kullanırsanız ya da devamlı kullanırsanız daha erken bozulabilir. Kötü yakıta maruz kaldığınız vakit EGR'den daha büyük sorunlarınızın çıkacağı ise aşikardır.
Opellerin her parçasının toleransı epeyce fazladır. Boşu-boşuna araçları dinlemenin anlamı yoktur. Parçalar ayrı şeylerdir, uygulamalar ve bunların başarısızlıkları ayrı birşey.
Benzinlilerdeki EGR uygulaması böyle bir şeydir.
Aynı şekilde yekpare bobin uygulaması da böyledir.
Mekanik bazı sorunları daha vardı fakat pek çoğu halledildi.
Yinelemekte fayda var: 2007-2008 üzeri Astra'ların(gerek diesel, gerek benzinli) kronik hiçbir sorunu yoktur. Aracınıza binmek yerine dinlerseniz her araçta birşeyler bulursunuz en azından bulduğunuzu zannedersiniz.
Unutmayın ki en ucuz araç; en çok kullanılan araçtır.
Diesel Astra'ların 1.3 lt lik motoru bir miktar güçsüz kalır kasayı taşımakta. Ama sadece bir nebze. Kafaya takılacak derecede asla değil. Bunun çaresi çok basittir; aracı biraz daha sıkıştırararak kullanırsınız olur biter.
Daha az yakmaya gayret edip araçlara ızdırap çektirmenin hiçbir anlamı yoktur. Sıkıştırdığınız vakit dahi gayet hesaplı tüketir yakıtını.
Aynı vergi oranına 1.7 cdti getirilse ülkemize sorun tamamen hallolmuş olacaktır fakat maalesef şu an böyle bir durum yok.
Herhangi bir aracın tüketim ve zorlanma değerlerine etki eden en büyük faktör: aracın toplam ağırlığıdır. 1.3 lt cdti lerdeki hantallık da içine yolcu alınca daha belirgin olur. Aynı verimi elde edebilmeniz için araca daha çok basmanız gerekir.
Fakat günümüzde bireysel kullanım daha ön planda olduğu için Astra diesellerde(1.3) verdiğini alamama gibi bir durum asla söz konusu değildir.
Tekrar söylemekte fayda var: Astar "H" kasaların gerek benzinlisi (2007-2008 üzeri modeller, aracını sürekli dinlemeyenler için nerede ise sıfır sorun), gerekse dieseli son derece sorunsuz araçlardır.
Türkiye şartlarında Diesel Astra sahiplerinin dikkat etmesi gereken yegane konu: KÖTÜ YAKIT'a maruz kalmamaktır. Benzinli (2007-2008 üzeri olanlar) sahiplerinin ise dikkat etmesi gereken hiçbir şey yoktur aracına binmekten başka, (biraz daha fazla para kazanmalarının gerektiğini de unutmamak lazım).
Yardımcı olabildi isem ne mutlu.
Az dinleyin, çok binin aracınıza.
güzel yazı, güzel yorum arkadaşım.
