trafikte adam öldürmek sadece an meselesi

  • Konuyu Başlatan Konuyu Başlatan ndipi
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
doğal biber gazı tarifi bulmuştum evde yapıp yanımda götürcem kavga etmeden magandayı etkisiz hale getirmenin en güzel yöntemi bence. Etil alkolün içine kırmızı pul biberi dolduruyoruz iyice karıştırdıktan sonra yaklaşık 1 2 saat dinlenmeye bırakıyoruz sonra süzüp sprey şişesine koyuyoruz :)
 
doğal biber gazı tarifi bulmuştum evde yapıp yanımda götürcem kavga etmeden magandayı etkisiz hale getirmenin en güzel yöntemi bence. Etil alkolün içine kırmızı pul biberi dolduruyoruz iyice karıştırdıktan sonra yaklaşık 1 2 saat dinlenmeye bırakıyoruz sonra süzüp sprey şişesine koyuyoruz :)

Buda iyi imiş ya... şeytana uyup ben içine kezzap filan mı koysam :D
 
yeri geliyor yandan gecen şoför el kol hareketi yapıyor buda benı delı edıyor silah olsa acarım camı sıkarım.

Ama gece bunları dusundugum de nedense daha sakın oluyorum.
Dusunuyorum ıyıkı sılah yokmus ya vursaydım o adamı o topraga ben ıcerı.

Bu herkeste oluyordur sanırım. Sabah ıle aksam saatlerınde ınsanın artık psikolojık mı dersınız her neyse görüşleri degişim gösteriyor.

Allah karsılastırmasın insAllah.
 
Benim de torpidoda özel kuvvetlerin oluklu kasaturası var. Tabiki trafikte kaşınanları durdurup üzerlerine atlamak için değil. Yıllardır otostop yapan bir arkadaşımın tecrübeleri doğrultusunda taşıyorum. Uzun yolla çıkıldığında, benzinlik haricinde araçtan inme durumu olursa ne olacağı belli olmaz. Yabani hayvanı var, sapığı var, katili var, psikopatı var. Gerçi hayvan ne kadar yabani olsa da diğerleri kadar olamaz ama Allah kimseyi kendi ve aracındakilerin canını korumak adına karşıdakinin canını almak durumunda bırakmasın.

Dışarda ne kadar sağlıklı gözükseler de direksiyon başına geçince canavara dönüşen insan çok. Düzgün ve kuralına göre araç kullanıldığı halde sataşanlar oluyor, sağda gittiğim halde sollamaya üşenip sellektör yapanlar, yeşil yanmasına 2 saniye kala kornaya basanlar gırla dolu. Ben ne kadar 1' e 1 durumlar için kendime güvensem de adamın aracında ne olduğunu bilmediğimden göz göze gelmemek için bakmıyorum bile, o kornasına basıp sellektörünü yapıp geçip gidiyor. Ben ona baksam o da bana bakıp bişeyler söylese araçtan inip, dediğini tekrar söyle duyamadım desem, birimiz mezara birimiz hapishaneye gidecek.

Özet olarak ne kadar düzgün araç kullansak da, aslında düzgün araç kullanmaktan öte sinirlerimize hakim olmamız gerekiyor.

Yakın zamanda araç kameram gelecek. Trafikte makas atanlar, hız yapanlar, kırmızıda geçenler, arka tamponun dibine kadar girenler hep kameraya kayıt olacak. Emniyete bu konuda bir mail attım araç kamerasındaki kayıtları dvd ye yazdırıp kural ihlali yapanları size bildirebilirmiyiz dedim. Yalnızca görevli memurun çektiği fotoğraf, radarcının kamerasına giren, yada o tepedeki kameraların çektiği videolar üzerinden ceza yazabiliyorlarmış. Parası olan adam radar tespit cihazı alıyor, parası olmayanlar Facebook gurupları üzerinden nerede radar var nerede radar yok, nerede park cezası kesiliyor haberleşiyorlar. Yani emniyetin de bu durumda yapabileceği birşey kalmıyor. Halbuki dönüşlerde sinyal vermeyen, trafikte gereksiz solu işgal eden yada makas atan birisinin, bu görüntüleri kullanarak ceza yemesinin önünü açsalar trafik polisine ihtiyaç kalmaz. Trafikte kural ihlali yapanı bu kameralarla videoya çekip akşam dvd' ye yazdırıp ertesi gün trafiğe bırakacak başta ben olmak üzere bir dolu adam vardır :)
 
Belki hepiniz duymuşunuzdur. Japonlar sanırım...Türkleri sormuşlar...adamlar söylemiş çok misafir perver insanlar yemiyolar yediriyorlar, içmiyolar içiriyolar...ama ne gariptir ki yine bu insalar ile aman ha aman trafikte karşılaşmayın...karşılaştığınız an canınızcan olmanız an meselesi demişler...yalan mı? Sonuna kadar doğru bence...
 
Belki hepiniz duymuşunuzdur. Japonlar sanırım...Türkleri sormuşlar...adamlar söylemiş çok misafir perver insanlar yemiyolar yediriyorlar, içmiyolar içiriyolar...ama ne gariptir ki yine bu insalar ile aman ha aman trafikte karşılaşmayın...karşılaştığınız an canınızcan olmanız an meselesi demişler...yalan mı? Sonuna kadar doğru bence...

Yazının tamamını vereyim bende o zaman :rakir:

bir Japon, İstanbul' da geçirdiği bir haftanın sonunda fikri
sorulduğunda şunlari söylüyor:

Türkler' in evine gittiğinizde, tanımasalar da buyur ediyorlar. Siz oturmadan kimse oturmuyor. Siz sofraya geçmeden kimse geçmiyor. En iyi yere sizi oturtuyorlar. Siz yemeğe başlamadan kimse başlamiyor. Zorla her yemekten tattırıyorlar. Siz kalkmadan kimse, evin çocuğu bile sofradan kalkmıyor. Çay, kahve, meyve, ikram bitmiyor. Herkes sizi rahat ettirmek için uğraşıyor. Kumandayı elinize veriyorlar. Sırtınıza, altınıza yastık konuyor. Yorgunluktan
ölseler bile siz kalkmadan kimse gidip yatmıyor. Gitmeye yeltendiğinizde
bu kez bırakmıyorlar. Yataklarını veriyorlar, kendileri kanepede, koltukta yatıyor.

Sonra evden çıkıyorsunuz aynı adamlar 180 derece degişiveriyor. Herkes arabasını üstünüze sürüyor. Arabanın burnunu çıkarmazsanız kimse yol vermiyor. Kornalar, küfürler. Şerit değiştirmek bile mümkün değil. Yayaysanız ışık olmayan bir geçitten mümkünü yok geçemezsiniz. Evde öyle, arabada böyle, nasıl oluyor? Bu işi çözemedim.

İşin özeti yalan değil sonuna kadar doğru Nadir abi. Hatta malum sebeplerden dolayı Almanya' yı hariç tutarak, Avrupa' ya gittiğimizde bizden önce gidenlerden duyduğumuz, acaba şehir efsanesi mi yoksa gerçek mi diye yola basıp sürücülerin durup durmayacağını kontrol eden tek ırk da olabiliriz :maden:
 
Harbiden ne garip bir milletiz yeminle.Elin adamı aracına bindiğinde işine aşına gitmek için biner bizler ise savaşa çıkmak için biniyoruz... :D

Ama harbiden umutsuz bir durumdayız... hani hep diyoruz ya Avrupa birliği diye yaw sadece trafik yüzünden adamlar bizi almak istemeseler düzeltin de gelin deseler emin oldun 200 sene geçer daha da fazlasını bilmem. :)
 
Harbiden ne garip bir milletiz yeminle.Elin adamı aracına bindiğinde işine aşına gitmek için biner bizler ise savaşa çıkmak için biniyoruz... :D

Ama harbiden umutsuz bir durumdayız... hani hep diyoruz ya Avrupa birliği diye yaw sadece trafik yüzünden adamlar bizi almak istemeseler düzeltin de gelin deseler emin oldun 200 sene geçer daha da fazlasını bilmem. :)

Bunun alım gücüyle de alakalı bir durum olduğunu düşünüyorum. Misal Türkiye' de araçların arkasına "Miras değil alınteri, Babam sağolsun, Baba yadigarı" gibi sözler yazılıyor. Bu da demek oluyor ki araç kıymetli ve yerine yenisinin konması çok zor. Avrupada öyle olmuyor adam aracı alıyor kaza yapıyor tamiriyle bile uğraşmadan yenisini alabiliyor. Bu araçlar her gün trafiğe çıkmak zorunda ve zaten trafiğe çıktığımız her an kazaya karışma olasılığımızın fazlalığını ve üzerine de günde 1-2 serseriye denk gelince, bunu da araç kullanılan yılla çarparsak şöyle bir durum çıkıyor. Ehliyeti olan her insana ayda en az 1 kere psikoloğa gitme mecburiyeti getirilerek (aynı AMATEM' deki sıkı kurallar gibi) içini dökmesi ve tavsiyeler alması sağlanarak bu yüksek tansiyon düşürülebilir. Öteki türlü dediğiniz gibi 200 sene geçer aynı tas aynı hamam gideriz :rakir:

Yada araç kamerası her araçta zorunlu bulundurulacak ve trafikte kural ihlali yapanın görüntüsünü dvd ye yazdırıp emniyete göndericez. Para cezası kesmeyecekler, gördükleri yerde işlenilen kabahatle orantılı ehliyete ve araca el koyacaklar. Zengin adamın diğer arabasına binememesi için ehliyetine de el koyacaksın ondan sonra hanımının çoluğun çocuğun eline bakacak, gayet caydırıcı bir mantık değil mi:rakir:

(Emniyet kemeri takmazsa 2 gün, kırmızıda geçerse 1 hafta, hız limitlerini aşarsa 3 hafta alkollü kullanırsa 3 ay gibi)
 
Bu gibi durumlarda Allah a sığınacağız, Allah böyle insanlarla karşılaştırmasın...Allah doğru insanları korusun.
 
Geri
Üst