Ahmet Hakan'ı pek sevmem ama bu suni gündemi iyi anlatmış:
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/23364099.asp
Bu alkol yasası ve bunun gibi tasarılar eminim ki buzlukta bekletiliyor. Gündem değiştirmek istediklerinde buzluktan çıkarıp ısıtıp servis ediyorlar. Tek amaç gündemi değiştirmek değil elbet, bu yasayı da geçirmek istiyorlardı ama uygun zaman bekliyorlardı.
Biz Suriye'ye saldıralım, kendimizi sazan gibi savaşın ortasında bulalım diye Reyhanlı'da bombalar patlatıldı, resmi rakamlara göle 51 kişi öldü, malum kişi ve kukla heyeti gitti obamadan icazet istedi, talimatlar aldı döndü. Olaydan haftalar sonra Reyhanlı'ya gitti bugün. Dün Hatay'ın 19 mahallesinden otobüslerle şakşakçılar sevk edildi Reyhanlı'ya. Patlamanın ardından "Allah belanı versin Tayyip" naraları atan halk kim bilir hangi nezaretlerde, ya da hangi tehditlerle evlerine tıkıldı...
Şimdi düşünün:
- Reyhanlı patlaması gibi bir gündem yokken, durup dururken böyle bir yasayı meclise getirselerdi, nasıl bir tepki alacaklardı?
- Alkol yasası gibi bir gündem oluşturmasalar, Reyhanlı tepkilerinden nasıl kurtulacaklardı?
- Tepkiyi farklı konular üzerine bölerek, bir olayla diğerinin üzerini örterek, aslında çiviyi çiviye söktürmüyorlar mı?
- Şimdi bizler bu suni gündem yaratma oyununu görsek, "Reyhanlı'yı unutturmaya çalııyorlar, bu alkol yasasıyla ilgilenmeyin" desek, o yasayı çok daha kolay geçirecekler, unutturacaklar.
- "Hepimizi kendileri gibi yaşamaya zorluyorlar, özgürlüklerimizi sınırlıyorlar, faşizmdir bu, baskı rejimidir, İran'a dönüşüyoruz!" diye bağırsak, bu sefer adamların Reyhanlı'yı unutturma ekmeklerine yağ süreceğiz.
İki ucu pis değneği tutuyoruz. Ne yazık ki bu değnekleri iki ucundan birden tutmaya gönüllü vatandaşlarımız var, bu vatandaşlarla benim oyum bir ya, sonumuz o vatandaşların elinden olacak. Ailemin, gelecekte sahip olacağım çocuğumun ve benim bu ülkedeki geleceğimizi özgür bir şekilde yaşama hakkımı kaybetmemi sağlayan, özgürlükler sınırlanırken sessiz kalan ve hatta alkış tutan tüm o gönüllü tutuculara iki cihanda hakkımı helal etmiyorum.
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/23364099.asp
Bu alkol yasası ve bunun gibi tasarılar eminim ki buzlukta bekletiliyor. Gündem değiştirmek istediklerinde buzluktan çıkarıp ısıtıp servis ediyorlar. Tek amaç gündemi değiştirmek değil elbet, bu yasayı da geçirmek istiyorlardı ama uygun zaman bekliyorlardı.
Biz Suriye'ye saldıralım, kendimizi sazan gibi savaşın ortasında bulalım diye Reyhanlı'da bombalar patlatıldı, resmi rakamlara göle 51 kişi öldü, malum kişi ve kukla heyeti gitti obamadan icazet istedi, talimatlar aldı döndü. Olaydan haftalar sonra Reyhanlı'ya gitti bugün. Dün Hatay'ın 19 mahallesinden otobüslerle şakşakçılar sevk edildi Reyhanlı'ya. Patlamanın ardından "Allah belanı versin Tayyip" naraları atan halk kim bilir hangi nezaretlerde, ya da hangi tehditlerle evlerine tıkıldı...
Şimdi düşünün:
- Reyhanlı patlaması gibi bir gündem yokken, durup dururken böyle bir yasayı meclise getirselerdi, nasıl bir tepki alacaklardı?
- Alkol yasası gibi bir gündem oluşturmasalar, Reyhanlı tepkilerinden nasıl kurtulacaklardı?
- Tepkiyi farklı konular üzerine bölerek, bir olayla diğerinin üzerini örterek, aslında çiviyi çiviye söktürmüyorlar mı?
- Şimdi bizler bu suni gündem yaratma oyununu görsek, "Reyhanlı'yı unutturmaya çalııyorlar, bu alkol yasasıyla ilgilenmeyin" desek, o yasayı çok daha kolay geçirecekler, unutturacaklar.
- "Hepimizi kendileri gibi yaşamaya zorluyorlar, özgürlüklerimizi sınırlıyorlar, faşizmdir bu, baskı rejimidir, İran'a dönüşüyoruz!" diye bağırsak, bu sefer adamların Reyhanlı'yı unutturma ekmeklerine yağ süreceğiz.
İki ucu pis değneği tutuyoruz. Ne yazık ki bu değnekleri iki ucundan birden tutmaya gönüllü vatandaşlarımız var, bu vatandaşlarla benim oyum bir ya, sonumuz o vatandaşların elinden olacak. Ailemin, gelecekte sahip olacağım çocuğumun ve benim bu ülkedeki geleceğimizi özgür bir şekilde yaşama hakkımı kaybetmemi sağlayan, özgürlükler sınırlanırken sessiz kalan ve hatta alkış tutan tüm o gönüllü tutuculara iki cihanda hakkımı helal etmiyorum.
. Serbest kıyafet ile ilgili birşeyler yapmaya kalktı, baktı yürümüyor beklediklerinden daha çok tepki oldu durumu hemen okul idarecilerine ihale edip uygulama şeklini onların tasarrufuna bıraktılar. MEB ve illerdeki eğitim müdürlüklerinin baskılarından tırsan devlet okulu yöneticileri durumu kabullendiler, ama muhalif olan özel okullar. Onlarda bir anket düzenleyerek uygulamayı velilere sordular, anket sonucunda serbest kıyafet kararı çıkmayınca düzenledikleri anketin arkasına sığınarak "velilerimiz istemediği için biz forma ile eğitime devam edeceğiz" dediler 
