serkan protokolöyle lanet birşeydir ki tahmin edemezsin, bir kere devlet erkanında belediye başkanının ne işi var gelen adamın statüsü belli fransadan belediye başkanı gelmemiş ki ,bunu da geçtik bizimkilerin tepkisi yerinde olmuş biz gitmiyoruz sen git demişler iş belli protokolde önce mülki amir gelir,sonra adli amir sonra idari amir ince noktaya dikkat etmek lazım adli amirin başta geldiği komuda sıkıntı var demektir cezaevine girmen kaçınılmaz olabilir yani gelen adamın satatüsüne göre dizilirsin bırak dizilmeyi misal ben jandarmada görevli muhabereciyim bir arkadaş piyadede, komutanlar görüşecek onun muhaberecisi der ki bana komutanını bağla komutanım görüşecek,sen dersin ki sen bana bağla ben ona aktarayım ikisi de kıdemli albay o derki olmaz bizimki askerlik daire başkanı ,sen dersin ki olmaz bizimki jandarma garnizon komutanı yani validen sonra ,il emniyet müdürü yoksa en büyük o, derki sen bağla, sen dersin sen bağla sonunda sıkı pazarlıkla aynı anda sözleşip hattı birşeltirirsin bak basit bir telefon görüşmesi nelere kadir belki adamlar arkadaş hal hatır soracak makara yapacak sıkıntıya bak biz askerken bunlarla mücadele ediyorduk, fransa cumhurbaskanına beledıye baskanının tepkısı devede kulak bıle kalmaz bu basit örneği anlayan anlamıştır devletde işler farklı işler, özellikle de dış politikada ... daha da yazmayacağım kozmik oda yavrusu gören biri olarak bazı yorumlar komiğime gidiyorÇok iyi hatırlıyorum, sayın başbakanın ilk defa seçildiği seçim öncesi konuşmalarında AB ile ilgili görüşlerine hayran kalmıştım. "AB ye girmek gibi bir hedefimiz yok, amaç AB standartlarına ulaşmış bir ülke olmak, ister girelim ister girmeyelim önemli değil" diyordu. Tam metnini hatırlamıyorum ama konuşmasının içeriği buydu. O zamanlar inanıyordum ama aradan geçen onca sene sonra neye inanıp neye inanmayacağımızı çok şükür anladık. Bu tarz göstermelik davranışlar belli bir kitleyi etkileyebilir ama beni etkilemez.
Konuda ismi geçen şahıs zaten bu takdir edilesi davranışını sergilerken bile basına nasıl demeç vereceğini düşünüyordur tahminim. Özetle "one minute" veya "sakıza sakız" olayları iyi hoş güzel ama neden sadece bunlarla takdir ediyoruz, keşke başka tavırlar da olsa..