senetle araba almak

REC

Kayıtlı Kullanıcı
Bilgi Girilmemiş
Katılım
2 May 2013
Mesajlar
764
Tepki puanı
0
Puanları
0
Siteyi ziyaret et
konuya girişi uzun tuttum ama ev ortamındaki telaşa nedeniyle kısa kestim.
yazımda bahsettiğim vade farkı taksitli ürünler için geçerlidir yani caizdir. ancak borç para alıp bu parayı geç(vadeli) vermekten dolayı fazlasıyla ödeme zaten faizin kendisi olup haramdır. bazı güncel fetvacılar Kuranda geçen riba kelimesi ile faiz kelimesini farklı kabul edip riba haram faiz helaldir gibi çağdaş yorum yapsalar da faiz=riba=haram.
bir malın üzerine kar koyup peşin 10 lira ama taksitli/vadeli 15 lira demek ticarettir helaldir. bu konuda sorun yok. ama ister peşin ister vadeli olsun çok fazla kar koyup hele alıcının zor durumundan faydalanarak kazıklamak fahiş fiyata satmak Gabin olup caiz değildir. günahı satıcıyadır.
şu an piyasada bulunmayabilir ben bu bilgilerin çoğunu Faiz ve problemleri diye bir kaynakta okumuştum. iktisatçı birinin doktora tezinin kitaplaşmış hali.yani kaynak iktisatçı, ilahiyatçı değil.
özellikle günümüz müslümanını kurtaracak niyetidir. elinden gelen takvayı yaptıktan sonra tabi.

Teşekkürler. Lakin bunu bazı arkadaşlara anlatamıyoruz işte.

Araştırıp öğrenmek bu kadar kolayken önüne gelene hakaret edip kaçıyor insanlar. Araştırıp birine sorduğunuzu söylediğinizde de kendi beyninizle düşünmediğinizi iddia ediyorlar.

Ne diyelim, ALLAH ISLAH ETSİN...
 

smihci

Yönetici
Başkan
35-İzmir
Katılım
19 Ara 2007
Mesajlar
20,537
Tepki puanı
262
Puanları
83
Siteyi ziyaret et
Yazılanların tamamını okumadım, faiz konusunda yanlış bir şey yazarsam, şimdiden affola.
Bana göre nasıl ticarette faiz hak ise bankada da haktır. Zira bankalar da bakkal, kuyumcu, kasap gibi birer ticari işletme değil midir? Biri mal satar, altın satar para kazanır diğeri para satar para kazanır, bu parayı satarken de kimsenin boğazına çöküp illa "benden % ... faizle para alacaksın" diye de zorlamaz. Yani isteyen alır istemeyen almaz. Bankadan faizle borç / kredi almak istemeyen ailesine, akrabasına, komşusuna gitsin onlardan faizsiz borç alsın (tabii fark istemeden verirlerse). Evet faiz haramdır. Hem de dibine kadar haramdır. Bir fakire müşkülü nedeniyle borç veren biri bu paraya karşı zorla bir ek ücret talep ederse, hele hele o parayı ödemesi için git evini barkını sat derse işte o faiz haramdır. Yani tefecilik haramdır. Ben keyfim için araba alacağım, yeni ev eşyası alacağım ama başvurduğum banka benden faiz istiyor diye isyan edeceğim. Yok öyle bir dünya. Bankalar insanlara ekmek peynir almaları için borç para vermiyor, bankalardan çekilen kredilerin durumu belli, çoğu araba, ev, beyaz eşya için değil mi? Banka borç verdiği parayı nereden temin ediyor? Kredi verirken bizim mevduatları kullanmıyor mu? Biz bankalara para yatırmazsak banka o kadar parayı nereden bulacak? Sistemin içinde bizler olmasak, faizler olmasa bankalar olur muydu? Bankalar olmasa kredi kartını nereden alacaktık, kimlerden borç alacaktık, evimiz veya arabalarımızı nasıl alacaktık?
 

Carisma70

Kayıtlı Kullanıcı
Bilgi Girilmemiş
Katılım
31 Ara 2015
Mesajlar
169
Tepki puanı
3
Puanları
18
Siteyi ziyaret et
öncelikle ilahiyatçı veya iktisatçı olmadığımı belirteyim. yani fetva makamında değilim meraklı bir amatörüm kendi fikrimi ortaya atarım beğenen alır beğenmeyen almaz. lisanı münasiple eleştirirse bizde fikrimizi revize deriz.
1- ekmeği 1 değilde 2 liraya satmak: karşı tarafı ekonomik yönden müşkül duruma düşürmüyorsa sorun yok hele en yakın yer 10 km. ise belki amme hizmeti bile sayılır :)
2- memur olma durumu: sanırım soru değil açıklama anladığım kadarıylada hemfikiriz.
 

Carisma70

Kayıtlı Kullanıcı
Bilgi Girilmemiş
Katılım
31 Ara 2015
Mesajlar
169
Tepki puanı
3
Puanları
18
Siteyi ziyaret et
Yazılanların tamamını okumadım, faiz konusunda yanlış bir şey yazarsam, şimdiden affola.
Bana göre nasıl ticarette faiz hak ise bankada da haktır. Zira bankalar da bakkal, kuyumcu, kasap gibi birer ticari işletme değil midir? Biri mal satar, altın satar para kazanır diğeri para satar para kazanır, bu parayı satarken de kimsenin boğazına çöküp illa "benden % ... faizle para alacaksın" diye de zorlamaz. Yani isteyen alır istemeyen almaz. Bankadan faizle borç / kredi almak istemeyen ailesine, akrabasına, komşusuna gitsin onlardan faizsiz borç alsın (tabii fark istemeden verirlerse). Evet faiz haramdır. Hem de dibine kadar haramdır. Bir fakire müşkülü nedeniyle borç veren biri bu paraya karşı zorla bir ek ücret talep ederse, hele hele o parayı ödemesi için git evini barkını sat derse işte o faiz haramdır. Yani tefecilik haramdır. Ben keyfim için araba alacağım, yeni ev eşyası alacağım ama başvurduğum banka benden faiz istiyor diye isyan edeceğim. Yok öyle bir dünya. Bankalar insanlara ekmek peynir almaları için borç para vermiyor, bankalardan çekilen kredilerin durumu belli, çoğu araba, ev, beyaz eşya için değil mi? Banka borç verdiği parayı nereden temin ediyor? Kredi verirken bizim mevduatları kullanmıyor mu? Biz bankalara para yatırmazsak banka o kadar parayı nereden bulacak? Sistemin içinde bizler olmasak, faizler olmasa bankalar olur muydu? Bankalar olmasa kredi kartını nereden alacaktık, kimlerden borç alacaktık, evimiz veya arabalarımızı nasıl alacaktık?
sevgili editörüm yanlış yazalım ki öğrenelim yeter ki yanlışa tahammül edebilelim. günümüzde hiç kimsenin ben kesin doğruyu biliyorum demeye hakkı olmadığı kanaatindeyim.
anlattıklarınız ilk yazımın giriş kısmıyla alakalı yani kapitalist bir piyasa sistemine dayanan ticari hayatın içindeyiz ve bu sistemin kalbi bankalar bu kalbin çalışmasını sağlayan damarlar da FAİZ. yani faizi kaldırırsak bankalar durur ve kapitalist sistem ölür.mevcut alternatif bir sistem olmadığı içinde kaos ve ekonomik buhranlar olur. faiz mevcut sistemde yan etkileri olan ilaç gibi bir yandan sistemi ayakta tutarken bir yandanda zarar veriyor. bu nedenle batı faizsiz bankacılığı geliştirmeye çalışıyor. tabi faizsiz bankacılık klasik banka değil yatırımcı müteşebbis şirket, büyük ortak konumunda olacaktır. paradan para değil yatırımdan üretimden hizmetten para kazanacaktır.
yani yazdıklarınız kapitalist sistemde doğru ama kapitalist sistem ne kadar doğru sağlıklı adaletli?
üretim yani paranın mal(geniş anlamda) cinsinden karşılığı olmadıkça kriz kaçınılmazdır. amerikadaki morgıç krizi de bundan kaynaklandı 100 liralık evin tapusu sanal ortamda 200e çıktı 300e çıktı derken amerikadaki evlerin toplam değerinin çok çok üstünde bir borsada alım satım ve cari işlem oluştu. sonunda şişen bu balon patladı gitti. amerida bir ev yapmak arsası malzemesi vs. 100 usd. olsun buna kar koyduğunuz zaman ki aslında bu müteşebbis emeğin karşılığıdır. 200 usd. olsun. maliyetler vs. hiçbirşey değişmediği halde bu ev 500 dolara borsada işlem görse 300 usd paranın karşılığı yok demektir. 200 usd aldım faizi 300 usd olsun geri ödeme 500 usd olur. burada da 300 usd nin karşılığı yoktur. karşılığı olmayan para krize davettir. alan da veren de razı olsa da hevesli de olsa kafasına silah dayanmamış olsa da sonuç krizdir. alanın da vereninde razı olması adaleti ve ekonomik dengeleri sağlamaya yetmiyor maalesef. işin doğası böyle
faiz karşılıksız para demektir. sosyal yönden ise sen çalış ben yiyeyim demektir.
geniş bi zamanda faizin tanımı ve diğerlerinden farkını güzelce yazmak lazım şimdi dağınık oldu biraz da haddimi aştım farkındayım kusura bakmayın
 
Son düzenleme:

Nobran

Emektar Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
22 Eyl 2013
Mesajlar
1,163
Tepki puanı
256
Puanları
83
Yaş
34
Siteyi ziyaret et
öncelikle ilahiyatçı veya iktisatçı olmadığımı belirteyim. yani fetva makamında değilim meraklı bir amatörüm kendi fikrimi ortaya atarım beğenen alır beğenmeyen almaz. lisanı münasiple eleştirirse bizde fikrimizi revize deriz.
1- ekmeği 1 değilde 2 liraya satmak: karşı tarafı ekonomik yönden müşkül duruma düşürmüyorsa sorun yok hele en yakın yer 10 km. ise belki amme hizmeti bile sayılır :)
2- memur olma durumu: sanırım soru değil açıklama anladığım kadarıylada hemfikiriz.

1 için şunu soruyorum :)

En yakın yer 10km uzakta değil, sadece ekmek satılan en yakın yer 10km uzakta mahrumiyet bölgesi gibi düşünmeyin. Eğer öyle olsa o zaman benim de o ekmeği yada ham maddeyi gidip almam gerekirdi ki o zaman problem olmaz. Ekmek temel gıda maddesi olduğu için bu örneği veriyorum, yoksa ülke bazında olup tekelde olan ürünler de var kafa karıştırmamak için minimize ederek soruyorum sorumu. Makroya çıkarsam hükümetin bile haram yediğini ispatlayabilirim ki hatta ispatlayayım :)

Ben bir fırın sahibiyim ve ekmek satıyorum. Benim bölgemde başka rekabet edeceğim bir fırın yok bunu bilerek ve buna güvenerek kasıtlı pahalı satarak haksız kazanç elde ediyorum. Temel gıda maddesi olduğu için de bir şekilde satılacak sonuçta.

Hatta zengine koymaz ekmeğe 2 lira vermek diye zenginlerin yaşadığı bir mahallede ekmeği normal fiyatından pahalı satmak da haksız kazanç olur (dükkan kirası aynı sebepten ötürü fazla değilse)

Sonuç olarak bir malın ederi bellidir, tekelciliği fırsat bilerek o ürünü ederinden fazla satmak da haksız kazanç sağlar :)

Hükümet nasıl haram yer peki onu açıklayayım. Havalimanı, köprü, baraj bunlara istediği kadar para harcayabilir ben vatandaş olarak bilgili olmak zorunda değilim fakat hükümet bana iyi bakmakla yükümlü olduğu için benim iyiliğimi düşünerek bu tarz yatırımlar yapabilir öyle değil mi?

Gösterişin her çeşidinin haram olmasına rağmen devlet erkanının lüks araçlara binmesi dolaylı yoldan diğer hükümetlere karşı "bizde yapabiliyoruz hatta yapıyoruz" sloganını sessiz bir biçimde yürütebiliriz buda eyvallah. Fakat diyanet işleri başkanının aracının değerinin milyonlarla ifade edilmesi beni rahatsız ediyor, bu adamlar bize dini bilgiler vermek için oraya oturtuluyor aracın arka koltuğundaki multimedya sistemle eğlencenin doruklarına çıksın diye değil.

Elhamdülillah müslümanım, dindarım, türbanlı bacılarım gibi benzer pek çok kelimeyi ağzından düşürmeyen birisi var ve bu kişi halkın parasıyla kimseye sormadan halihazırda mevcut olan bir köşke çıkmayı reddedip kendisine sıfırdan bir saray yaptırıyor.

Obama sarayda oturuyor demesin kimse, Obama' nın yaşadığı yerin adı White House yani türkçesi Beyaz Saray değil Beyaz Ev. Saray olsaydı, White Palace olurdu ve hiç bir başkan White House yerine başka bir yerde yaşamayı teklif bile edemez çünkü Amerika' nın bir sembolüdür White House. Bizde de böyle bir klasik vardı Çankaya Köşkü ki köşk kelimesi bile zaten ev kelimesinden üstündür. Fakat zatı şahanem sadece Atatürk' ün yaşadığı yerde ben yaşamam hırsından dolayı (artık ruhundan mı korktu ne oldu bilemiyorum) ne yaptı ne etti kendisine saray diktirdi ve korkusundan halkı 250 metreden selamlamaya başladı. Bu da gereksiz bir harcamadır ve İslamiyette hoş olmayan bir davranıştır.
 

Carisma70

Kayıtlı Kullanıcı
Bilgi Girilmemiş
Katılım
31 Ara 2015
Mesajlar
169
Tepki puanı
3
Puanları
18
Siteyi ziyaret et
1- soruyu doğru anlamışım cevap aynı. diyelimki türkiyede akaryakıt istasyonları tek bir firmaya verildi. firmanın adı da TEKBİR olsun :)
Kur ana göre ve hadislere göre üst fiyat sınırlaması yok istediği fiyattan satabilir. sadece fiyatın düşük tutulmasını tavsiye ve teşvik var.
ancak dinin temelinde fiyat serbestisi olup belli bir yüzdenin üzerine kar payı koymayı yasaklamasa da tarihte halkın mağdur olacağı ve satıcının tekel hakkını açıkça kötüye kullandığı zamanlarda devlet müdahelesi olmuştur. buna NARH deniyor. yani tekel olan firmaya bu fahiş fiyattan nah satarsın diyor :)
ikinci ve kanaati acizanemce işbu cevabı yazmama sebep yazınızın asıl amacına gelince :)
olay bence burada ne ekonomi ne de din. hatta ilmi siyaset bile olduğunu söylemek çok zor. Çünkü iktisat, din ve siyasette belli usüller ve prensipler üzerinden yapılır. bu usül ve prensiplere katılırsınız veya katılmazsınız ama kendi içinde bir bütünlük mantık içinde olur. mesela FAİZ. iktisadi olarak faize bir bakışınız olur ve bu her olayda değişip durmaz. aynı şekilde Dinen de faiz haramdır dersiniz veya değildir dersiniz. ortada ara fikirlerde olabilir: enflasyon oranında faiz caizdir gibi (bence faiz faizdir). başkası alırken haram deyipde paraya sıkışınca mazaretler üretip kendine caiz fetvası çıkarırsan o din değildir. siyaseten de Faizi devlet yönetiminde bir araç olarak görmeyip karşı çıkıyorsan ama iktidara gelince de yaw bu faizden amma da gelir varmış deyip kendi siyasi görüşünü unutursan faizi rant kapısına döndürürsen ilmi siyaset olmaz . biraz daha netleştireyim. kumar haramdır deyip milli piyangoya milli kumar deyip sonrada milli kumar mı olurmuş diye muhalefet edersen iktidara gelince ya milli piyangoyu yasaklayacaksın ya da demokrasi gereği çoğulculuk farklı görüşlere saygı gereği yasaklamasan da iddia gibi yeni kumarları türkiyeye sokmayacaksın. yapılması gereken hep altını çizdiğim paranın somut karşılığı olsun diye uğraşacaksın. ben piyango biletine para verdiğimde mutlaka somut bir iktisadi menfaat elde etmiş olmalıyım. piyango bana çıkmasa bile. bu yüzden AVM çekilişlerinde bir sorun yok sen paran karşılığında belli bir miktar mal alıyorsun çekilişe katılıyorsun çekilişte kazanamasan bile evine aldığın kıyafet yiyecek paranın karşılığı olarak senin oluyor. satın aldığın ürünler tükenince yenisi üretiliyor ve ÜRETİM e katkı oluyor.
laf lafı açıyor diyelim devam edelim :)
dinimizde harcamanın ölçüsü iktisat ve sosyal statünü göstermektir. fakirler için sorun yok ama zenginler ne yapacak: aşırı ya kaçmadan ama zengin olduğunu gösterecek şekilde giyinmek ev-araba almak gerekir. bunda amaç ihtiyaç sahipleri senin zengin olduğunu bilsin ve senden yardım isteyebilsin. bu şartlara göre değişir. herkesin astraya binebildiği bir yerde Vectraya binmen yeterli mercedese binmen aşırı olabilir. insignia ya binen çok ise o zaman mercedes olabilir....
ama devlet adamı isen o zaman iş çok zor: bi kere milletin parasını harcayacaksın kendi malın gibi mümkün değil. ama milletin itibarı var başka devletlere karşı eeee o zaman napcaz işte dananın kuyruğu burada kopuyor. enfazla harcayabileceğin oran nedir? bir kere ülkenin ekonomisi ile paralel olacaksın :) yani sen dünyada engüçlü ülkelerde kaçıncı sıradasın. kesin olan türkiye asla amerika, almanya vs. seviyesinde değil onlara göre mütevazi olacaksın (onların başkanları ikea koltuğa oturuyor daha mütevazi ne olur bilmem) ama mogadişu da değil o kadar da olmana gerek yok
ben başka ülkelere bakmam benim atalarım ne yapmış ona bakarım dersen osmanlıya bakalım engüçlü devrinde topkapı sarayında oturmuşlar topkapı sarayı adı saray olsa da birçok bölümden oluşan taş yapı gösteriş sıfır. hatta padişah tahtının bulunduğu odadan çık 2 metre karşında musalla taşı var. yani padişaha "gururlanma padişahım sen de öleceksin" diye hergün ikaz ediliyor.
ençok fetih yapan yavuz sultan selim nasılmış; vezirleri ikaz edermiş padişahım gelen elçilere karşı devlet adına millet adına daha gösteriş giyinseniz falan (itibarın masrafı olmaz) derlermiş. bi gün yine elçi gelmiş vezirlere demişki huzurumdan çıktıktan sonra sorun elçiye benim görünüşüm güzel mi diye. elçi çıkınca sormuşlar.padişahımızın kıyafeti nasıldı elçinin cevabı: içeri girince tahtın yanındaki kılıcı görünce korkudan yüzümü kaldırıp kendisine bakamadım bile!
peygamberi Hz. ömeri falan anlatmaya gerek yok bir lokma bir hırka ama komşularını dize getirme.Hz. ebu bekir geçimini kendi sağlarmış ama zaman sıkıntısı olunca arkadaşları geçimin için kendine çalışınca devlet işleri aksıyor diye zorla maaş bağlamışlar ebu bekirin de kabul ettiği miktar: ülkede zar zor geçinen birinin maaşı yani asgari ücret! vefatında da bu maaştan arttırdıklarını sonraki halifeye miras bırakmış. bilmem ki böyle bir zata biri çıkıp ebu bekire dokunmak ibadettir dedi mi
 

Nobran

Emektar Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
22 Eyl 2013
Mesajlar
1,163
Tepki puanı
256
Puanları
83
Yaş
34
Siteyi ziyaret et
Basit örneğimden devam edeyim :)

Evet satılan ürün her ne olursa olsun belli bir bir kar haddi belirtilmemekle birlikte bazı alimler belli ürünler için %5 %10 %20 gibi fiyat arttırımlarında problem olmayacağını belirtmekle birlikte sonuç olarak tamamen arz ve talebe bırakılmıştır, ancak fahiş kelimesi fuhuş kelimesinden türemiş bir kelimedir ve yüz kızartıcı iş yapmak anlamına gelir. Fahiş fiyat uygulaması bazı İslam alimlerine göre haram olarak yorumlanırken bazılarına göre "tahrimen mekruh" olarak yorumlanır. Bu davranışın akıbeti hakkında doğrudan bir sonuca varılamasa bile sonuçta hoş olmayan bir davranış olduğu tartışılamaz bir gerçek :)

Bugün benden 6 ay sonra ödemek üzere 1000 lira borç aldınız ve aldığınız borç da tam bir deve alacak miktarda. Borç almanın ve borç vermenin İslamda ayrı bir yeri var fakat 6 ay sonra bir devenin ücreti 1200 liraya çıkarsa alacaklı bu farkı isteme hakkına sahiptir fakat bu tarz aşırı dalgalanmalarda doğru olan da borçluyu zor duruma sokmadan tahsil etmektir.

Ancak enflasyon ve faiz arasında sıkı bir bağ var. İkisini birbirinden ayırarak farklı başlıklarda ele almak bu yüzden çok zor. Enflasyonun meydana gelmesinde borçlu olan ya da borç verenin sorumlu olmadığı gibi enflasyon farkını iki tarafa da ödetmek doğru değildir. Böyle bir durumda ancak enflasyonist politika izleyerek vatandaşının elindeki paranın her gün bir miktarını geri alan devletin kul hakkına girdiğini söyleyebiliriz. Devletin esas görevleri arasında paranın alım gücünü korumak da yatar fakat günümüzde bir yandan saraya para harcanırken bu kadarını kim düşünüyor o tartışılır.

Müminlerin zenginlik anlayışı ile cahiliye dönemindeki zenginlik anlayışı birbirinden farklıdır. Müminlerin dünya malında gözü olmamalı mesela. Evet müslüman bir tüccar kazandığı parayı dilediği gibi harcamakta da özgürdür fakat bunu fakirler kendisinden yardım istesin diye ya da statüsünü göstermek için yapmaz. Statüsünü belli etmek için harcanan para haramdır, israfa girer.

Has Oda' yı bizzat kendisi yaptıran Fatih Sultan Mehmet bu odada bulunan musalla taşını kendisi koydurmuştur, koymasının sebebi padişah ve şehzade cenazelerinin tahtın bulunduğu odadan kaldırılıp defnedilmesiydi.

Topkapı sarayı evet gösterişsiz taş duvarlardan meydana gelse de mimari zamanla gelişen bir olgu ve zaten her yapılan sarayda eklenen birkaç özellik var. Haliyle daha sonra yapılan Dolmabahçe Sarayı gibi saraylar daha gösterişli yapılardır, bir Topkapı sarayını anlarım fakat daha sonra yapılmış Dolmabahçe, Çırağan gibi saraylar da tamamen israftan başka bir şey değildir.

Son olarak İslama göre itibarı yok eden 3 şey vardır.
1-) Para
2-) Şöhret
3-) Kötü alışkanlık

Mustafa Kemal Atatürk ismini duyduğunuzda aklınıza Türkiye yada Cumhuriyet gelir, Evliya Çelebi' yi duyduğunuzda aklınıza Seyahatname gelir, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî' yi duyduğunuzda Mesnevi adlı eseri aklınıza gelir. Mimar Sinan' ı duyduğunuzda aklınıza Selimiye Camisi' si gelir. Fakat Ali Ağaoğlu' nu duyduğunuzda aklınıza sadece para gelir, hatta Deniz Seki' yi duyduğunuzda da aklınıza uyuşturucu maddeden dolayı hapse girdiği gelir ki son yazdığım iki isim haliyle itibarı yok eden durumlardır :)

Özetle konu amacından çok fazla saptı [MENTION=58984]REC[/MENTION] in de söylediği gibi herkes istediği gibi yaşama özgürlüğüne sahiptir. [MENTION=12186]smihci[/MENTION] abinin dediği gibi de kimse kimsenin parasına zorla faiz işletmiyor isteyen parasıyla ticaret yapsın kazansın isteyen bankaya koysun orada işletsin :)
 

astraopc

Yönetici
Moderatör
52-Ordu
Katılım
1 Nis 2010
Mesajlar
2,877
Tepki puanı
47
Puanları
48
Yaş
42
Siteyi ziyaret et
Kardeşim alet etmeyin dini kendi uygun emellerinize . Bir şey 10 lira ise 10 liradır . Üzerine yüzde ile fark koyup adını vade farkı koyunca helal olmaz, görüşleriniz sizi bağlar , ancak bu şekilde fetva verir gibi ucu açık belli olmayan şeyleri kesin dille helal diye yazarak insanları yanlış yönlendirmeyin .

Bunlar son dönemde çıkmış uydurmalar . Ha bankadan araba almışsın , ha vade farkı ile galeriden . 100 TL aracı , bankadan kredi ile alıyorsun 120 TL oluyor adı haram , galerici faiz oranlarını biliyor arabayı sattığı rakam belli 100 TL bu adam bankadan alsa 120 olacak diyerek 120 TL ye vadeli satıp senet düzenliyor sizde buna helal diyorsunuz , adını ticaret koyuyorsunuz . Ben Karadeniz miyim , Ordu lu , bizim fındık tüccarı yapıyor bu işi adı ticaret ... Yapmayın etmeyin yazıktır ...

Bu işler maalesef din tüccarları sayesinde sapmıştır . Şaşırmak istemeyen gidip alacağını peşin alsın onuda en ucuz satandan alsın .

Ben bu şekilde yapıyorum . Nezdimde haksız yere üste 10 kuruşluk malı 12 kuruşa satarak para almak ahlaksızlık , faiz ve helal paraya kir bulaştırmaktır .

Kullanmam , almam . Paramı biriktirir gider alırım .

Vade farkı , katılım payı , faiz hepsi aynı şeyler aynı zeytinin yeşili ...


Sent from my iPhone using Tapatalk
 
Son düzenleme:

Carisma70

Kayıtlı Kullanıcı
Bilgi Girilmemiş
Katılım
31 Ara 2015
Mesajlar
169
Tepki puanı
3
Puanları
18
Siteyi ziyaret et
çoğu konuda hem fikiriz farklı olanların bir kısmıda sanırım kelimelere verdiğimiz anlam.
statüsünü belirtmek: burada lüx bir giyim vs. değil hali vakti yerinde olduğunun bakınca anlaşılmasını kast ediyorum yoksa Üstün sınıf olduğunu göstermek değil. hatta ehli takva dıştan görününce iyi görünen ama yazın içine yün içlik giyerek nefis terbiyesi yapmıştır.
enflasyon- faiz: faiz az çok ne kadar olursa enflasyonun varlığına o kadar katkıda bulunur.
sonuç olarak konuya girişte belirttiğim gibi içinde bulunduğumuz yaşadığımız ekonomik sistemde kitablarda okuduğumuz bilgileri monte etmek mümkün olmayacaktır. hatta faiz hakkındaki kitaplardaki doğruyu tam uygularsanız vatandaş zarar görecektir. halbuki din inananların zarar görmesini istemez. sistem eğri, eğri cetvelden düz çizgi çıkmaz.tartışmalarda böyle sürüp gider. bu tartışmayı ne ekonomistler ne de ilahiyatçılar bitiremeyecektir. birey olarak bize düşen elimizden geleni yapıp kendimizi insanı kamil olma yolunda ilerlemek. değiştiremeyeceğimiz şeylere değil değiştirebileceğimiz kendimize yoğunlaşmak vesselam.
günaydın dedim mi:)
 

smihci

Yönetici
Başkan
35-İzmir
Katılım
19 Ara 2007
Mesajlar
20,537
Tepki puanı
262
Puanları
83
Siteyi ziyaret et
öncelikle ilahiyatçı veya iktisatçı olmadığımı belirteyim. yani fetva makamında değilim meraklı bir amatörüm kendi fikrimi ortaya atarım beğenen alır beğenmeyen almaz. lisanı münasiple eleştirirse bizde fikrimizi revize deriz.
1- ekmeği 1 değilde 2 liraya satmak: karşı tarafı ekonomik yönden müşkül duruma düşürmüyorsa sorun yok hele en yakın yer 10 km. ise belki amme hizmeti bile sayılır :)

Peki o zaman neden fırında işlenmemiş ekmek hamuru ile bakkalda satılan ekmeğin fiyatı aynı? Hamur pişirilmemiş, ekmek haline gelmemiş, nakliyesi yapılmamış, bakkal karını koymamışken hamurla ekmeğin aynı fiyata satılması bir yerde fırsatçılık olmuyor mu? ;)

sevgili editörüm yanlış yazalım ki öğrenelim yeter ki yanlışa tahammül edebilelim. günümüzde hiç kimsenin ben kesin doğruyu biliyorum demeye hakkı olmadığı kanaatindeyim. (Sonuna kadar aynı fikirdeyim, herşey o kadar net izah edilebilseydi günümüzde diyanet bile doğru dürüst fetvalara imza atardı)

anlattıklarınız ilk yazımın giriş kısmıyla alakalı yani kapitalist bir piyasa sistemine dayanan ticari hayatın içindeyiz ve bu sistemin kalbi bankalar bu kalbin çalışmasını sağlayan damarlar da FAİZ. .............
(Bankalar olmaza şu an bir çok kimse kirada oturuyor olacaktı, altımızdaki arabaların bir çoğu ya hiç olmayacaktı ya da eski model olacaktı)

üretim yani paranın mal(geniş anlamda) cinsinden karşılığı olmadıkça kriz kaçınılmazdır. amerikadaki morgıç krizi de bundan kaynaklandı ........
(Morgıç sistemi ile bizde uygulanan emlak kredisi sistemi farklı. Bizim sisten daha sağlam, daha mantıklı. Adamlar evin tamamına uzun vadeli kredi verirlerken bizde belli bie peşinat ve vade kısıtlaması var)
faiz karşılıksız para demektir. sosyal yönden ise sen çalış ben yiyeyim demektir.
Faiz karşılıksız para değildir. Banka teminat vermeyince kredi veriyor mu? Vermiyor demek ki bir karşılığı var. Kimse borcuna sadık olmayan birisine borç vermez ki. Ayrıca kredi demek faizle para almak değildir, bana göre kredi; bir mal almak için para biriktirirsin ama birikimin yetmez, satıcı da illa peşin para ister, sen aradaki farkı borç alırsın. Ben şu an için mal almayacağım ama elimdeki zar zor biriktirdiğim paranın da her geçen gün değer kaybetmesini istemiyorum, o nedenle de bankaya yatırıp değerini korumaya çalışıyorum. Param heba olmasın diye gidip mal mı almalıyım?
geniş bi zamanda faizin tanımı ve diğerlerinden farkını güzelce yazmak lazım şimdi dağınık oldu biraz da haddimi aştım farkındayım kusura bakmayın

İçimizde hiç kimse yazdıklarından dolayı haddini aşmaz, o konuda için rahat olsun. Bizler burada belli bir sevgi ve saygı çerçevesinde bilgilerimizi, öğrenmek istediklerimizi paylaşmayı amaçlayan kişileriz (arasıra istenmeden de olsa tatsız şeyler yaşanabiliyor biz de onlara en kısa zamanda müdahale etmeye çalışıyoruz). Zamandan ve yerden kazanmak için aralara eklemeler yaptım, yanlış anlaşılma olmasın.
 
Üst